Cem Karaca Kimdir? Hayatı, Albümleri ve Şarkıları Cem Karaca; Barış Manço, Erkin Koray ve Fikret Kızılok ile birlikte Anadolu Rock müziğinin dört öncüsünden biridir. Türk müziğinin en özgün müziği ve stili olmayı başarmıştır. Uzun saçları ve güneş gözlüklü haliyle hafızalarımıza kazınmıştır.
Siyasi görüşlerinden dolayı bazı kesimler tarafından hoş karşılanmasa ve şarkıları bir dönem yasaklansa da onun küçüklükten gelen müzik sevdasına hiçbir durum engel olamadı. Düşüncelerinden ve sanat yaşamından hiç taviz vermedi.
Sadece müziğe değil, sanatın birçok ayrı dalına yön verdi. 59 yıllık yaşamının neredeyse tamamını sanatla geçirdi. Eserleriyle Türk müziğinin en büyük üstadlarından biri oldu. Büyük bir hayran kitlesi kazandı. Aşağıda bu değerli sanatçımızın yaşam öyküsünü ve bazı albümlerini bulacaksınız.
Cem Karaca Kimdir?
Asıl adı Muhtar Cem Karaca ya da bilinen adıyla Cem Karaca, Türk Rock müziği sanatçısıdır. Sadece müzik sanatçısı değil, aynı zamanda besteci, tiyatrocu ve sinema oyuncusudur.
Pek çok rock grubuyla çalışan ve grubun kurucu ve yöneticiliğini yapan sanatçı, Anadolu rock türünün kurucuları arasındadır. Türkiye’deki güçlü rock müziğini yaratan öncülerden olmayı başarmıştır. Müziğin yanı sıra, tiyatro ve sinema alanında da kendini göstermiştir.
Okul yıllarında Rock müziğine ilgi duymasıyla başlayan müzik serüveni, onu bugün tüm Türkiye’de tanınan bir isim yaptı. Öğrencilik döneminde arkadaşlarıyla bir müzik grubu kurdu. Yaşamı boyunca ise Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan gibi önemli müzik gruplarının içinde yer aldı.
5 Nisan 1945’te İstanbul, Bakırköy’de doğdu. Babası Azeri asıllı Mehmet Karaca, annesi ise Ermeni olan Toto Karaca (İrma Felegyan) idi. Sanatçı bir çiftin oğlu olan Cem, sanatla dolu bir çocukluk geçirdi.
Cem Karaca’nın Hayatı
Annesi opera ve tiyatro, babası ise tiyatro sanatçısı olan Cem’in hayatına sanat erkenden dahil olmuştu. Annesi Toto Hanım’ın İran asıllı olması sebebiyle çift ilk evliliklerini orada yaptı.
Türk usulüne göre evliliği ise Cem Karaca’nın doğumundan sonra Türkiye’de gerçekleştirdiler. Ailesiyle birlikte doğum yeri Bakırköy’de yaşayan Cem’in çocukluğu 6-7 Eylül (İstanbul Pogromu) olaylarına şahit oldu.
O zamanlar 10 yaşlarında olan Cem’in ailesinin evinin yağmalanma durumu vardı. Fakat emekli albay komşuları Emrullah Sümer, bu duruma engel olarak ailenin evini kurtardı.
Cem Karaca’nın Gençlik Dönemi
Robert Lisesi’nde orta öğrenimini tamamlayan Cem Karaca müziğe doğuştan yetenekliydi. Annesinin teyzesi Rosa Felegyan ona çocukluğunda piyano notaları ile nağmelerini öğretti. Böylelikle geleceğin en ünlü Rock yıldızı müzikle tanıştı.
Karaca’nın sesi ise annesi Toto Karaca tarafından keşfedildi. Okulda hoşlandığı kızları etkilemek için ve arkadaşlarının isteği üzerine dönemin Rock sanatçılarının şarkılarını seslendirdi.
1962 yılında Beyoğlu Spor Kulübü’nde arkadaşlarının ısrarı üzerine şarkı söyledi. Sözünü ettiğimiz Dinamikler adlı müzik grubunun kurulma kararı bu esnada alındı.
Cem, kariyerine müzik yaparak devam edeceğine o dönemlerde karar verdi. Bu konulardaki en büyük destekçisi sesindeki yeteneği fark eden annesiydi. Fakat babası buna şiddetle karşı çıkıyor, oğlunun hariciyeci olmasını istiyordu.
Grup Elvis Presley gibi dönemin yıldızlarının şarkılarını yorumluyordu. 1963 yılının sonunda grup dağıldı. Kısa bir zaman “Cem Karaca ve Bekledikleriniz” adlı bir grupta bulundu.
Bu gruptan kısa bir süre sonra ise Gökçen Kaynatan’ın orkestrasında yer aldı. Bu birlik de kısa sürdü. Ardından “Cem Karaca ve Jaguarlar” isimli başka bir grup kuruldu.
Okul yıllarında büyük bir heves içinde arkadaşlarıyla kurduğu müzik grubuna dönemin ünlü sanatçıları İlham Gencer de Cem Karaca ve ekibinden desteğini esirgemedi. Fakat Cem’in babası oğlunun müzikle ilgilenmesine türlü yollarla engel oluyordu.
Hatta bir seferinde konser esnasında oğlunu ve arkadaşlarını yuhalatmak için adam tuttu. Fakat tüm bunlara rağmen oğlunu müzik aşkından vazgeçiremedi.
Ardından ilk evliliğinden 3 gün sonra Antakya’ya askere giden Cem Karaca için hayatının dönüm noktası belirlenmiş oldu. Asker arkadaşının çaldığı bağlama sayesinde çok sevdiği müziğe kendi duygularını katarak yepyeni bir boyuta ulaştırdı.
O, artık Anadolu Rock müziğinin öncüsüydü. Askerlik görevini bitirdikten sonra Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar, Dervişan ve Edirdahan gibi farklı gruplarda yer aldı.
Cem Karaca’nın Apaşlar Grubu Dönemi
Asker arkadaşının çaldığı bağlamayla nasıl müzik yapacağına karar veren Cem Karaca, Rock’n Roll şarkılarını söylemekten vazgeçti. 1967 yılında askerliğini bitirip İstanbul’a döndü.
Mehmet Soyarslan’ın Apaşlar grubu ile tanışarak onlarla ekip arkadaşı oldu. Grup kısa sürede ülkenin en iyileri arasında yer aldı ve ünlerini büyük bir kitleye kanıtladı.
1967’deki Altın Mikrofon yarışmasına katıldılar. Yarışmada, Erzurumlu Emrah’ın şiirine yapılmış bir Karaca bestesiyle yeteneklerini kanıtladılar. Fakat burada ikinci olan Apaşlar, birinciliği kaptırdığı gruba oranla daha büyük ilgi gördü.
Ardından Karaca, 1968 yılında grubuyla birlikte Almanya’ya gitti. Burada Ferdy Klein Orkestrası ile 45’lik bir plak kaydını müzik dünyasına kazandırdı.
Cem Karaca’nın en sevilen bestelerinden olan “Resimdeki Gözyaşları” bu dönemlerde Mehmet Soyarslan tarafından yazıldı. Büyük ses getiren şarkı çok beğenildi ve grup Türkiye turnesine çıktı. Aynı zamanda Almanya’da da konserler veriyorlardı.
Cem Karaca’nın Kardaşlar Grubu Dönemi
Apaşlar grubunun bas gitaristliğini yapan Seyhan Karabay ve Kardaşlar grubu kurucusu tek başına Almanya’ya gitti ve Ferdy Klein Orkestrası ile bir 45’lik oluşturdu. Cem Karaca 1972’de, 1971 yılının en iyi erkek sanatçısı seçildi.
Bu dönemlerde grubun baş gitaristi Seyhan Karabay ile aralarında anlaşmazlık çıktı ve Kardaşlar grubundan ayrılarak yoluna devam etti. Bunun üzerine Karaca, Anadolu Rock müziğinin güçlü isimlerinden olan Moğollar ile çalışmaya başladı. Moğollar’la yollarını ayıran Ersen Dinleten ise Kardaşlar’a dahil oldu.
Cem Karaca’nın Moğollar Grubu Dönemi
Moğollar tarafından 1973 yılında “Obur Dünya/El Çek Tabip” adlı 45’liğini çıkardı. 1974’te ise Namus Bekçisi isimli şarkısıyla en büyük başarısına imza attı. Grup ülkede büyük beğeni toplayıp şarkıları çok sevildi.
Fakat Cahit Berkay’ın alışmalarına Fransa’da devam etmek istemesi üzerine Cem Karaca gruptan ayrıldı. Ardından Karabasan ve Dervişan’ı kurdu. Karabasan kısa süre sonra dağıldı.
1975 yılında milyonların dilindeki “Tamirci Çırağı” isimli şarkısını çıkardı. Aynı yılın sonunda “Mutlaka Yavrum/Kavga” adlı başarılı plağını müzik dünyasına sundu.
Fakat İngilizce ve Arapçaya da çevrilen Kavga isimli bu şarkı, 1976’da TRT’de yayınlanmak üzereyken programdan kaldırıldı. Kaldırılma sebebiyle ilgili bir açıklama yapılmadı. Ünlü sanatçı, ilk ve tek çocuğu olan Emrah Karaca’yı aynı yıl kucağın aldı.
Cem Karaca’nın Edirdehan Grubu Dönemi
Şarkılarına siyasi görüşlerini yansıtan ve bunu açıkça belli eden Cem Karaca, ünlü şarkısı Tamirci Çırağı’nda da bunu dinleyiciye ilk kez hissettirdi. Henüz Dervişan grubunun üyesiyken “Yoksulluk Kader Olamaz” adlı albümü çıkış yaptı. Albümde ünlü şair Nazım Hikmet’in şiirlerinin yanı sıra kendi yazdığı şarkılar da yer alıyordu.
Şarkılarını siyasete alet eden Karaca, tepki çekiyordu. Dervişan grubuyla 1978 yılının başında ayırdı. Aralarında Kurtalan Ekspres üyelerinin de yer aldığı Edirdahan grubunu kurdu.
Bu grupla yalnızca “Safinaz” isimli tek bir şarkı çıkardı. Ardından 1979’da yalnız çalışma kararı aldı. Albümlerinin çoğunda Nazım Hikmet’in şiirleri yer alıyordu. Daha sonra Hasret adlı albümünü çıkardı.
Cem Karaca’nın Siyasi Durumları ve Vatandaşlıktan Çıkarılması
1980 yılının Mart ayında sanatçının “1 Mayıs Marşı” adlı plağı komünizm propagandasından ötürü Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı. Şarkıcı Cem Karaca, besteci Sarper Özsan ve plak şirketinin sahibi Ali Avaz suçlu konumdaydı.
Ünlü sanatçı, aynı dönemlerde Avrupa turnesine çıktı. Bir süre sonra Almanya’ya yerleşti. 12 Eylül 1980 darbesinin sonrasında kurulan Sıkıyönetim Mahkemesi, sanatçıyı Türkiye’ye çağırdı.
Cem Karaca, dava başladıktan sonra yurtdışında bulunduğu sırada babasının ölüm haberini aldı. Fakat cenazeye katılamadı.
Müzik yaşamına Almanya’da devam ediyor, Türkiye’deki yaşamına, sevenlerine ve ailesine özlem duyuyordu. “Bekle Beni” isimli albümünde bu duygularının yoğunluğunu kendisini sevenlerine hissettirdi.
Kendisine Türkiye’ye dönmesi için 13 Mart 1981’e kadar süre verildi. Fakat Cem yurda dönüş için ek süre istedi. Bunun sonucunda 15 Temmuz 1982’ye kadar süre verildi.
Karaca, tüm bunlara rağmen Türkiye’ye dönmeyeceğini bildirdi ve 6 Ocak 1983 tarihinde, Yılmaz Güney ile aynı gün Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.
Cem Karaca’nın Türkiye’ye Dönüşü
Dönemin başbakanı Turgut Özal 1985’te Münih’e geldi. Ünlü sanatçı Özal’la görüşüp Türkiye’ye geri dönme isteğini dile getirdi. Vatandaşlığını elinden alan davadan beraat etti. Bunun üzerine 29 Haziran 1987’de Türkiye’ye geri döndü.
Ülkesine döndükten sonra Turgut Özal’dan yardım aldığı gerekçesiyle dönek olarak nitelendirilip eleştirilerin hedefi olan sanatçı bu dönemleriyle ilgili;
“Zorlu yıllardı, sürgündüm. 1985’te dönünce pek çok söylenti çıktı, yok Başbakan Özal’ın elini öpmüşüm, dönekmişim, şuymuşum buymuşum. Sonra şöyle cevap verdim: Ben döneksem döndüm diye memleketime, döndüm baba, döndüm işte, oh be.” şeklinde konuştu.
Siyasi görüşleriyle de dikkatleri üzerine çekti. Bu ifadesine benzer bir söyleme şarkı sözünde de yer verdi.
Yurda döndüğü yıl “Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar” isimli albümünü sevenleriyle buluşturdu. Büyük ilgi gören şarkılarıyla o yılın en çok satan albümü bu oldu. Bu başarısını “Töre” adlı albümü izledi.
1990’lı yıllarda Türkiye’de çok sayıda başarılı albümlere imza attı. Altın Güvercin Ödülü’ne Kahya Yahya adlı eseriyle sahip oldu.
Bu şarkısı da sınıf farkını dile getiren siyasi söylemler içeriyordu. Ünlü Rock yıldızı aynı zamanda Sosyal Demokrat Parti için konserler veriyordu.
1992’de UNICEF için hazırlanan “Sev Dünyayı” adlı şarkının sözlerini yazdı. Koroda kendisiyle birlikte İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı, Leman Sam, Fatih Erkoç gibi ünlü isimler yer aldı.
1992’nin Temmuz ayında annesi Toto Karaca hayatını kaybetti. Sanatçı sonraki dönemlerde “Raptiye Rap Rap” ve “Islak Islak” isimli şarkılarını müzik dünyasına armağan etti. Listelerin en başında yer aldı.
Sanatçı müziğe bir dönem ara verdi. 1994 yılında TRT’de yayınlanan Raptiye’yi, 1995’te Cem Karaca Show ile 1996’da yayınlanan Efendime Söyleyeyim adlı televizyon programları izledi.
Cem Karaca’nın Müziğe Geri Dönüşü
Karaca, Ağır Roman isimli 1997 yapımlı film için sevilen şarkısı Resimdeki Gözyaşları’nı yeniden seslendirdi. Böylelikle müzik dünyasına yeniden kavuştu.
1999 yılında “Bindik Bir Alamete” isimli albümünü çıkardı. 2001’de Kurtalan Ekspres ile çalmaya başladı. 2002’de ise Yol Arkadaşları adlı grubun kuruculuğunu üstlendi.
Cem Karaca’nın Tiyatro Hayatı
1961 yılında Hamlet’te rol aldı ve böylelikle tiyatroya ilk adımını attı. 1964’te ise Münir Özkul’un oynadığı General Çöpçatan oyunu onun ilk büyük tiyatro çalışmasıydı. Ardından 1965’te Zoraki Diktatör isimli oyunda rol aldı.
Yine 1965’te askerlik yaparken, askeriyede Cahit Atay’ın Pusuda ile Aziz Nesin’in Toroslar Canavarı isimli tiyatro oyunlarını yönetti. Zamanla tiyatroda gelişim gösterdi.
Aynı zamanda bunlarda rol aldı. O dönemlerde İstanbul Tiyatrosu’nda izleyiciyle buluşan “Anahtarı Bendedir” isimli oyunu da Türkçeye çevirdi ve oynadı.
Almanya’da bulunduğu dönem, Die Kanaken adlı albümündeki şarkıların işlendiği oyunda annesiyle birlikte yer aldı. Yine bu dönemde Nazım Hikmet’in yazdığı Şeyh bedrettin İsyanı’nın yöntmenliğini üstlendi.
Cem Karaca’nın Film ve Dizi Hayatı
1970’de Kralların Öfkesi adlı filmde rol aldı. Bu, Cem Karaca’nın ilk ve tek başrol filmiydi. Yücel Uçanoğlu yazıp yönetiyordu ve film western tarzındaydı. Murat Soydan ile başrolü paylaşan Karaca, Camgöz isimli bir kovboya hayat verdi.
1999 yılında ise Kahpe Bizans isimli sinema filminde ikinci kez beyaz perdede boy gösteren ünlü sanatçı, Karaca Abdal isimli bir karakteri oynadı. Aynı zamanda filmin müziklerinden birkaçını besteledi.
Daha sonra dizilerde rol almaya başladı. 2001 yılında Yeni Hayat dizisinde konuk oyuncu olarak yer aldı. Yine aynı yıl, Dem Baba rolüyle Avcı adlı dizide izleyici karşısına çıktı.
Cem Karaca’nın Evliliği
Tiyatro sanatçısı Semra Özgür ile 22 Aralık 1965 tarihinde, askere gitmeden 3 gün önce ilk evliliğini yaptı. Fakat bu evlilik uzun sürmedi. Karaca 1968’in sonunda yine bir tiyatrocu olan Meriç Başaran ile ikinci kez evlendi.
İkinci evliliği de yalnızca 2 yıl süren Karaca, Feride Balkan ile 21 Ağustos 1972’de üçüncü evliliğini yaptı. Bu evliliğinden 1976 yılında Emrah isimli bir oğlu oldu.
Cem’in Almanya’da zorunlu yaşaması nedeniyle üçüncü evliliği de son buldu. Bunun üzerine 5 Temmuz 1993’te ilk eşi Semra Özgür ile tekrar birleşerek dördüncü evliliğini yaptı.
Cem Karaca’nın dördüncü evliliği de düzen tutmadı. Bunun üzerine beşinci ve son evliliğini İlkim Erkan ile yaptı.
Cem Karaca’nın Ölümü
Türk Rock müziğinin unutulmaz ismi Cem Karaca, 8 Şubat 2004 tarihinde solunum ve kalp yetmezliği sonucu geçirdiği kalp krizi yüzünden Bakırköy Acıbadem Hastanesi’nde hayata veda etti.
Sanatçı 59 yaşındayken sevenleri ondan ne yazık ki mahrum kaldı. Kendisi için düzenlenen törenle Karacaahmet Mezarlığı’nda babası ile aynı mezara defnedildi.
2005 yılının Mayıs’ında, vefatından 10 gün önce Mahsun Kırmızıgül ile birlikte kaydettiği “Hayat Ne Garip?” isimli şarkı çıktı. Bu şarkı, Kırmızıgül’ün Sarı Sarı adlı albümünde yer aldı.
Yine 2005’te Cem Karaca’nın şarkılarını bir araya getiren “Mutlaka Yavrum” adlı şarkı yayınlandı. Rock dünyasının unutulmaz sanatçısını şarkıları Edip Akbayram, Manga, Volkan Konak, Teoman ve daha birçok ünlü isim tarafından yorumlandı.
Erkin Koray Kimdir? Hayatı ve Eserleri
Cem Karaca’nın Albümleri ve Şarkıları
Başarılı sanat yaşamında 100’den fazla plaket ve ödüle layık görülen Cem Karaca, siyasi görüşleri sebebiyle eleştirilse de müzik dünyasının en sevilen isimlerinden biri oldu. 59 yıllık yaşamına çok sayıda başarıyı sığdırdı.
Tamirci Çırağı, Islak Islak, Sen de Başını Alıp Gitme ve daha yüzlercesiyle gönüllerde baş köşede yer alan sanatçı, seslendirdiği her şarkısına duygularını kattı. Güçlü ve eşsiz sesiyle her bir şarkısıyla tarihe adını yazdırdı.
Anadolu Rock müziğinin öncülerinden biri olan Cem Karaca sevenlerine birçok albüm bıraktı. Her bir albümünde yer alan ve onu ölümsüz kılan şarkılarından bazıları aşağıda yer alıyor.
Yoksulluk Kader Olamaz
1977 yılında çıkan bu albüm, Cem Karaca ve Dervişan grubuna aittir. Albümde 8 şarkı yer almıştır.
Şarkıların çoğuna piyanoyla giriş yapılmıştır. Albümde yer alanların tamamı büyük ilgi görmüş ve dinleyiciler tarafından başarılı bulunmuştur.
Hasret
1980 yılında çıkarılan bu albüm, Cem Karaca’nın 12 Eylül Olayı’ndan sonra yaşamak durumunda kaldığı Batı Almanya’da kaydedilmiştir. 12 şarkı yer alır.
Merhaba Gençler ve Daima Genç Kalanlar
1987 yılında çıkarılan albümüdür. 12 şarkıdan oluşur. Bu albümde yer alan Ceviz Ağacı ve Çok Yorgunum adlı şarkıların sözleri ünlü şair Nazım Hikmet Ran’a aittir. Karadut adlı şarkıda ise Karaca, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan faydalanmıştır.
Töre
Sanatçının 1988 yılında çıkardığı albümdür. Albümde 10 şarkı yer alır. Sanatçının sevilen şarkısı Resimeki Gözyaşları bu albümde bulunur.
Ayrıca albümde sözleri Pir Sultan Abdal, Ahmed Arif, Nazım Hikmet’e ait olan şarkılar vardır. Plak formatında piyasaya sunulmuştur.
Bindik Bir Alamete
3 Mart 1999 tarihli bu albüm ünlü sanatçı hayattayken yayınlanan son albümüdür. Albümde 11 şarkı yer alır. Buradaki şarkıların bazılarına bağlama eşlik eder.