Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilgili bütün süreçlerin tamamı da çok önemlidir. 19 Mayıs 1919, 23 Nisan 1920, 30 Ağustos 1922 ve 29 Ekim 1923… Bu dört tarih, Milli Bayramlarımızla taçlandırılmış , vazgeçilmez değerlerin simgesi olmuştur. Milli kurtuluş hareketinin başlaması, Millet iradesinin temsili, Kurtuluş savaşının zaferle sonuçlanması ve Cumhuriyetimizin ilan edilmesi. Birbirini izleyen bu süreçler arasında vurgulanması gereken çok önemli tarihler de var. Cumhuriyet tarihi kronolojisini incelemek bunu anlamaya yeter.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin başlangıcıdır. Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mayıs’ta İstanbul’dan hareket edip 19 Mayıs 1919’ta Samsun’a ulaştığı zaman büyük yolculuğu başlatmıştır.
Birinci Dünya Savaşı bittiğinde yapılan anlaşmalarla Türk milletinin bağımsızlığından söz etmek mümkün değildi. Bu duruma duyarsız kalmayan vatansever aydınlar ve askerler ise çareler arıyordu. Ülkenin giderek kötüleşen durumuna çok üzülen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmenin yollarını arıyordu.
Stratejik öneminden dolayı Samsun’a, işgal kuvvetleri çok önem verilmekteydi. Çünkü samsun, Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en güvenli yerdi. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkardılar. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi teğmenin askerlerini alarak dağa çıktı. Bu olay yankı uyandırdı ve İngiliz Yüksek Komiserliği , Türk halkının silâhlanmaya başladığı bilgisi ve şikayetini İstanbul’a bildirdi. Osmanlı Hükûmeti tarafından, güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle Samsun’a gönderilmesine karar verildi.
Atatürk’le birlikte aralarında 3. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele) ve Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey’in de bulunduğu 18 kişi, 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrıldı. Görevli bir asker olarak, çok tehlikeli zorlu geçen bir yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ulaşan Atatürk, gördüğü manzara karşısında çok üzülmüştü. İngiliz işgal kuvvetleri şehirde kol geziyor, Pontusçular sokaklarda cirit atıyordu.
Atatürk Samsun’da Türk direniş örgütlerinin kurulmasını sağlamıştır. Oysa ki Osmanlı hükümeti tarafından; Bölgede düzenin kurulması, sözü edilen silah ve cephanelerin toplanması ve bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması için görevlendirilmişti. Mustafa Kemal, Samsun’da bir hafta kalmış ve Havza’ya geçmiştir. Havza’da on yedi gün kaldıktan sonunda Amasya’ya hareket etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk adlı eserinin 1. bölümünde Samsun görevini kabul ediş nedenini şöyle açıklıyor:
“Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey değildi. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamını yitirmiş birtakım anlamsız sözlerdi.
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu?
Öyleyse sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?
Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.
İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.”
Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’dan 29 Ekim 1923’e kadar geçen sürede yaptığı çalışmalar, zaferin tarihçesini oluşturur. Atatürk, Millî Mücadele’nin başlangıcı olan ve Anadolu’ya ayak bastığı tarih olması nedeniyle 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Bunun nedeni büyük önderin gençliğe verdiği önemdir. Onun gözünde gençlik, yenilik ve gelecektir.