Hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde kendimizi bitkin hissedebiliriz. Bu durum bazen bir hastalıktan, bazen mevsim değişiminden bazen de hormonla değişimlerden kaynaklanabilir. Fakat bazı durumlarda da hiçbir sebebi yokken insanın canı hiçbir şey yapmak istemeyebilir Söz konusu durum uzun sürerse atalet durumundan bahsedilmektedir. Halk arasında genellikle hareketsizlik olarak bilinen atalet, Türk Dil Kurumu’nda da tembellik olarak belirtilmiştir. Kelime anlamı olarak işsiz kalma olarak da belirtilen atalet, içeriğinde tembelliği barındırır fakat anlam olarak aslında tembelliği tam olarak karşılamaz.
Bu yanlış anlaşılma nedeniyle atalet basit bir tembellik gibi görülmüş ve neticesinde de iyileşme sürecinde yol kat edilememiştir. Çünkü sadece tembellik olarak görüldüğünde basit ve sıradan şikayetlerle üzerine gidilmez, bu durumun bir süre sonra sona ereceği düşünülür. Doğru teşhis konulmayıp, doğru müdahale edilmediğinde de dolayısıyla çözüm üretilememiş olunur. Aslen kelime anlamı olarak eylemsizlik olarak tanımlanması en doğrusudur.
Sorumluluk Duygusu Nedir? Nasıl Kazandırılır? Niçin Gereklidir?
Atalet söz konusu olan kişiler, ne istediklerini bilirler ama bir türlü harekete geçerek, bu isteklerini eyleme dökemezler. Beraberinde farklı semptomlar görülmesine de neden olabilir. Rahatsızlık bir bütün içerisinde ele alınmalıdır ve tedaviye yönelik eylemlere başlanmalıdır. Ataletin çeşitli belirtileri vardır. Kendinizi inceleyerek bu durumun varlığını tespit edebilmeniz mümkündür. Ancak kesin tanısı ve tedavisi için uzmana başvurmak en doğru davranış şekli olacaktır. Şimdi akıllarda soru işareti oluşturan ve halk arasında yanlış tanımlanan atalet konusunu detaylı bir şekilde öğrenelim.
#navFrame,#navMobButton{background:linear-gradient(to top,white,rgba(227,221,192,1));padding:10px;border-radius:6px;box-shadow:0 1px 4px rgba(0,0,0,.23);margin:0;position:fixed;bottom:0;left:0;overflow:hidden;width:100%;display:flex;align-items:center;font-weight:600;font-size:14px!important;z-index:9999999999}.navListScroll{overflow-y:auto;height:250px}.navListScroll::-webkit-scrollbar-track{-webkit-box-shadow:inset 0 0 6px rgba(0,0,0,.3);background-color:#F5F5F5}.navListScroll::-webkit-scrollbar{width:5px;background-color:#F5F5F5}#navFrame{display:none}#navMobHand{display:block;width:37px;height:34px}#navMobButton{height:50px;z-index:99}.navFrameHeader{font-weight:600;font-size:13px;display:flex;justify-content:space-between;align-items:center;padding:5px}#newNavPost{margin-left:0;list-style-type:none;padding:0;margin:0;border-radius:4px;font-weight:600}.nav-frame-header:first-child .nav-frame{display:block}.nav-frame{list-style-type:none;padding:0;margin:0;border-radius:4px;font-weight:600;margin-left:10px}.nav-frame-sub a{display:none}.nav-frame-sub{font-size:100%;margin-left:10px}.nav-frame li a.active{position:relative;color:#000;transition:all 0.1s ease-in;padding-left:10px;background:linear-gradient(to right,#3cb7eb,transparent)}#newNavPost a:hover{transition:all 0.1s ease-in;padding-left:4px;color:#29abe2!important}@media screen and (min-width:900px){#sidebar-home #navFrame{top:0}.content{margin-bottom:-30px}#navFrame{display:block;width:unset;position:relative;border-bottom:4px solid #37b8eb}.navListScroll{height:100%;margin-left:15px}#navMobButton{display:none;position:relative}#navFrame{position:relative}.navFrameHeader .close{display:none}.nav-frame a{padding:5px}.nav-frame-sub{font-size:13px}}.nav-frame a{text-decoration:none;display:block;width:100%;font-size:12px;font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;color:#444;font-weight:400;line-height:20px;padding:5px;margin:2px 0}.navFrameHeader .close{color:#fff;background:red;padding:5px 10px;border-radius:4px;border:1px solid darkred}span.listCounter{margin-right:5px;letter-spacing:1px;color:#000;font-weight:700}.nav-frame-header>a.active{color:#000;transition:all 0.1s ease-in;background:linear-gradient(to right,#3cb7eb,transparent)}.nav-frame-header a{border:none!important}.nav-frame-header>a{display:block;color:black!important;font-weight:600!important;text-decoration:none;line-height:23px;padding:5px}
Atalet Nedir?
Atalet kelime anlamı olarak eylemsizlik diye ifade edilir. Herhangi bir aktiviteye karşı çeşitli nedenlerle kişinin direnç göstermesidir. Kişiler aslında ne istediklerini ve hedeflerine ulaşmak için yapabileceklerinin farkındadırlar ama bir türlü harekete geçemezler. Bu şekilde içerideki potansiyel kullanılamaz ve yeteneklerde körelir.
Çeşitli alanlarda yorgunluk, depresyon, psikolojik kanser olarak da tanımlanabilen atalet, genellikle kendini aniden göstermez. Sinsi şekilde kişiyi ele alır ve fark ettirmeksizin vücudu ve ruhu ele geçirebilir.
Ataletin Belirtileri Nelerdir?
Gün içinde sürekli devam eden tembellik, sürekli işleri erteleme (burada sorumsuzlukla karıştırılmaması gerekir), günümüzde ortaya çıkan tükenmişlik sendromu, işi yapmama için bahaneler hazırlama, genel olarak isteksizlik, ataletin en bilinen belirtileridir. Bunlar dışında nadir olarak görülen çeşitli belirtiler de vardır ama genel olarak bu belirtilerden birkaçının bulunması ataletin teşhisi için yeterlidir.
Ataletin Nedenleri Nelerdir?
Atalet, insanlarda iki biçimde kendini gösterebilir. Ruhu ele geçiren psikolojik atalet ve vücudu ele geçiren fizyolojik atalet.
Fizyolojik Atalet ve Nedenleri
Fizyolojik atalette kişi bedenen herhangi bir aktiviteye sıcak bakmaz ve harekete geçemez. Eylem gerektiren işleri ertelemeye yönelmiştir. Günümüzde masa başı çalışma sisteminde artış görülmesi hareketsizliği ve dolayısıyla da ataleti tetikler. Fizyolojik atalet zaman içerisinde psikolojik atalete dönüşebilmektedir.
Psikolojik Atalet ve Nedenleri
Psikolojik atalet en sık görülen atalet türüdür. Çeşitli birçok etkenin tetiklemesi ile ortaya çıkar ve depresif bir yaşam biçimi içinde ilerler. Psikolojik ataletin nedenleri;
- Herhangi bir amacın olmaması. Kendisine bir amaç belirlememiş insan hayatın rüzgarına kapılır ve nereye gittiğini bilmez. Amaçsızlık en büyük sıkıntılardan biridir. Sabah uyandığımızda aklımızda gerçekleştirmemiz gereken bir amacın olması bizi güne enerjik başlamamızı sağlar. Bunun dışında eğer yorgun olsak bile yapılması gereken konu her ne ise yerine getirilmesinin hissettirdiği sorumluluk duygusu kişiyi tembellikten alıkoyar. Dolayısıyla amaçsızlık en önemli atalet nedenlerinden biridir.
- Mükemmeliyetçilik sorunu da dikkate alınması gereken diğer bir önemli nedendir. Mükemmeliyetçiliğin neden olduğu stres, yapılmak istenen şeylere karşın maddi durumun elverişli olmaması, yapılan işte en iyi olma mücadelesi kişiyi fazlasıyla yorar. Hayatını mükemmeliyetçilik düşüncesiyle yaşayan insanlar sürekli tedirgin ve panik halindedirler. Çünkü bir işe kalkıştıklarında onun için verdikleri çabadan keyif almak yerine, sürekli sonunu düşünür ve acaba en güzelini yapabilecek miyim diye diken üstünde olurlar. Bu kişiler bir süre sonra en iyi olamama korkusu ile yeni başlangıçlar yapmaya korkar ve kendilerini atalet sorununun içinde bulurlar.
- Kişiliğin genelinde sürekli olumsuz düşüncelere sahip olmak. Hayata olumsuz bir pencereden bakmak, yaşamın güzelliklerden nasiplenmemek ve mutlu olmak yerine sürekli kendini üzecek bir şeyler bulmak da sebepler arasında sayılmaktadır.
- Yapılması gereken şeye karşı isteksiz olmak. Evet isteksizlik de en önemli atalet nedenleri arasındadır. Bu durumu genelikle ergenlik çağındaki gençlerde görebiliriz. Ergenlik dönemi kişinin hayata karşı soğuduğu, kendi kabuğuna çekildiği, ne derslere ne eğlenmeye hevesi olmadığı bir dönemi içerir. Elbette bu durumun kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Olaylara karşı isteksiz olmak beraberinde eylemsizliği ve tembelliği getirecektir.
- Daha önceki hedeflerine ulaşmada başarısız olan kişilerin öğrenilmiş çaresizliği. Kişi önüne koyduğu hedefe ulaşmak için elinden gelen her türlü çabayı gösterir ve her defasında başarısız olursa, bir süre sonra kendini başarısız olacağına inandırır. Öğrenilmiş çaresizlik ise denemeyi bırakmasına ve mücadeleden çekilmesine sebep olur.
- Kişinin kendi içinde yaşadığı değerler çatışması. Bizler yaptığımız her şeyin hesabını kendimize verebilen varlıklarız. Dolayısıyla iç huzurumuz her şeyden önce gelmektedir. Bir başka deyişle kendimizce doğru olduğuna inandığımız şeyleri yapmak ve istemediğimiz şeyleri yapmamak daha iyi hissettirir. Bu noktada kişi bir görevi yapmak zorunda ama bunun doğru olduğuna inanmıyorsa, o görevi yerine getirmek eziyet haline gelecektir. İç çatışmalarımız zorunda olduğumuz ama yapmak istemediğimiz bir duruma karşı direnç göstermemizi sağlar. Bu direnç ise zamanla atalete dönüşmektedir.
- Kişinin kendisine olması gerekenden fazla iş yüklemesi ve yoğunluk gibi nedenlerdir. Elbette ki kaldırabileceğimiz kadar yükün altına girmeli ve bedenimizin sağlığını tehdit etmeyecek ölçüde çalışmalıyız. Dayanıklılık ölçüsü herkeste farklı olabilir. Örneğin siz günde 8 saat çalıştığınızda verimli olduğunuzu hissediyorsunuz. Bazı günler ek mesaiye kaldınız veya yapmanız gereken bir takım zorunluluklar var. Çalışma saatinizi 10-11’e kadar çıkardınız. Bu durum eğer birkaç günle sınırlı kalırsa belki sorun olmaz ama süreklilik durumu söz konusu olursa bedeniniz aşırı yorulmadan dolayı artık çalışmak istemeyecektir. Hatta normal performansınız olan 8 saatin altındaki çalışma süresi bile aşırı derecede yorulmanıza sebep olacaktır. Bu nedenle bedene aşırı iş yükü bindirmek de bir atalet sebebi olarak değerlendirilmektedir.
- Önceliklerin belirlenmemesi de göz ardı edilmemesi gereken sebeplerden bir tanesidir. Eğer hayatımızda önceliklerimizin ne olduğunu bilmez ve enerjimizi yanlış yerlere harcarsak, gün sonunda hem yorulmuş hem de amaca ulaşmamış hissedebiliriz. Biz küçük ve somut bir örnekle durumu anlatalım, siz bunu hayatın genelinde uyguladığınız durumlara karşı analiz ediniz. Örneğin genç bir arkadaşımız yaklaşan matematik sınavından iyi bir not almak istiyor, fakat sınav öncesi günlerde ders çalışmak yerine zamanının büyük bir kısmını arkadaşlarıyla eğlenerek veya film izleyerek geçiriyor. Sınav sonunda alacağı düşük not onun mutsuz olmasına ve başarısızlığın getirdiği umutsuzluğa sürüklenmesine sebep olabilir. Halbuki önceliğinin sınav olduğunu kendine söylemeli, sınava boyunca ders çalışmalı ve daha sonrasında eğlenmeye vakit harcasa çok daha güzel bir son ile karşılaşabilirdi. Bu nedenle önceliklerimiz; kitap okumak, iş hayatında yükselmek, anne olup iyi bir çocuk yetiştirmek, okul birincisi olmak vs. her ne ise onu belirlemeli ve adımlarımızı ona göre atmalıyız.
Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Korunma Yolları ve Tedavisi
Bu nedenlerin dışında ataletle ilgisinin farkına varılmamış birçok neden olabilir. Ancak kesin olan şey ataletin, kişinin yaşamı için oldukça sağlıksız bir durum olduğudur. Neticesinde ruhsal bozukluklar meydana gelebilir ve tedavisi zorlaşabilir.
Ataletten Korunma Yolları Nelerdir?
Kesin olarak belirtilmiş bir korunma yolu bilgisi söz konusu değildir ama atalete eğilim söz konusu ise kişi kısa sürede belli aralıklarla psikolojik destek alabilir. Kişiler kendilerini eve kapatmamalı, sosyal çevre edinmeli, hedeflerini ve isteklerini açıkça diğer kişilerle paylaşmalıdır.
Ataletin Tedavisi Nedir?
Atalet olduğunu düşünen kişiler mutlaka uzmana başvurmalıdır. Teşhis konan kişilerde ise psikolojik tedavi başlamalıdır. Psikolojik tedavi süresince, altta yatan nedenler tespit edilerek bunlar üzerinden bir tedavi planı uygulanır. Öncelikli olan ataletin nedenlerinin ortadan kaldırılması olmalıdır. Gerek duyulursa ilaçla tedaviye destek verilebilir.