Fazıl Say, dinleyiciler tarafından tam not alan besteleri, albümleri ve resitalleriyle konserlerinde hayranlık uyandırır. Dünyanın dört bir yanında konserler vermiş, çeşitli ödüllere layık görülmüştür. Sanatın adeta yaşayan halidir.
Mozart, Beethoven, Haydn, Bach, Stravinsky gibi meşjur bestecilerin eserlerini yorumlamıştır. Başarılarıyla dünya klasik müzik repertuarında saygınlık kazanmıştır. Sanatçı kişiğinin yanı sıra düşünceleriyle de gündemde olan bir isimdir.
[renkbox baslik=”Rutkay Aziz Kimdir? Hayatı ve Eserleri” link=”https://bilgihanem.com/rutkay-aziz-kimdir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2019/02/rutkay-aziz-kimdir-hayati-ve-eserleri-1024×597.jpg” renk=”kahve” yenisekme=”evet”][/renkbox]Birçok ünlü orkestrada bulunan sanatçının yankı uyandıran eserlerinin çıkış yeri dünyanın farklı bölgeleri olmuştur. Bu yazımızda sizler için sanatçının hayat hikayesini, çok beğenilen eserlerini ve yazdığı kitapları inceledik.
Fazıl Say Kimdir?
14 Ocak 1970’de Ankara’da, yazar ve müzikolog Ahmet Say ile eczacı Gürgün Say’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Doğduğunda dudak damak yarığı vardı. Sonraları, bebeklik döneminde geçirdiği bir ameliyatla yarık dudağı dikildi. Doktoru üflemeli çalgı çalmasını önerince melodika çalmaya başladı. Annesi ve babası boşanınca babasıyla yaşaması uygun görüldü.
Müzikle tanışması bu şekilde henüz küçük yaşlarında başlayan Fazıl Say; yıllar içinde olağanüstü bir gelişim göstererek günümüzde dünya çapında tanınan bir piyanist, besteci ve dahi bir müzik adamıdır. Ünlü Amerikan ve Avrupa orkestraları ve sayısız ünlü şef ile birlikte çeşitli repertuarlara katılmıştır. Fransız gazetesi Le Figaro ondan “dahi” diye bahsetmiştir. Ülkemiz ve dünya çapında sayısız ödül almış bir sanatçıdır.
Klasik müzik dünyasında ender görülen, 25 yıldan fazla süredir izleyicilerin ve eleştirmenlerin ruhuna dokunmayı başarabilmiş bir müzisyendir. Birçok festivale müzik yapmıştır. Çalışmaları arasında solo piyano ve besteleri, solo konçertolar ile büyük orkestra eserleri yer alan sanatçı, tüm dünyada konuşulan bir isimdir. Günümüzde tanınmış şef ve orkestralarının eşliğinde konserler vermektedir. Ayrıca ünlü salonlarda sunduğu resitallerle hayranlık uyandırmaktadır.
Fazıl Say’ın Hayatı
Üç yaşındayken Ali Kemal Kaya ile ritmik jimnastik ve işitme çalışmaları yapan Say, küçük yaşlardayken müziğe ilgi duymaya başladı. Dört yaşındayken ailesi tarafından piyanoya başlatıldı.
Piyano serüvenine Alfred Cortot ile çalışmış olan Mithat Fenmen’den Paris’te ilk derslerini alarak başladı. Fazıl’ın çok yetenekli olduğunu gören Fenmen, ondan her gün günlük hayatıyla ilgili doğaçlamalar yapmasını istedi. Bugün onu piyanist ve besteci yapan devasa doğaçlama yeteneğinin kaynağı, bu davranışa bağlanmaktadır.
Mithat Fenmen ile sekiz yıllık bir öğrenme döneminden geçen Fazıl Say bu süreçte; piyano, solfej, teori ve ayrıca besteciliğe özendirme çalışmaları ve konserlere ısınma amaçlı küçük dinletileri kapsayan bir eğitim almıştır.
Fenmen’in 1982’de vefatı üzerine Ankara Devlet Konservatuarı’nda “Üstün Yetenekli Çocuklar için Özel Statü”de eğitim gördü. Hızlandırılmış yoğun bu eğitimde Kamuran Gündemir ile piyano çalıştı, İlhan Baran ile ise kompozisyonda kendini geliştirme fırsatı buldu.
Bu kişiler onda çeşitli becerilerin gelişmesine oldukça katkı sağlamış, bu sayede teknik donanımları kazanmıştır. Ayrıca İlhan Baran’ın önerisi üzerine çağdaş müzik stilleri çalışması için üç yıl Oğuz Fırat’tan eğitim almıştır.
Bir piyano sonatı olan ilk eserini 1984 yılında konservatuar öğrencisiyken Ankara’da bestelemiştir. Öğrenciliği sırasında armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, Türk müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi gibi konularda eğitim aldı. Ayrıca çağdaş müzik için üç yıl boyunca Ertuğrul Oğuz Fırat kendisine ders verdi.
Konservatuar Sonrası
1987 yılında aynı konservatuarın piyano ve kompozisyon bölümünden mezun oldu. Kazandığı burs ile Almanya’ya gitti. Berlin’deki Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD’li piyanist David Levine ile çalışmalarını sürdüren sanatçı, klasik bir piyanist olarak bu yolda devam etti. Say, piyanist kimliğiyle hep onu örnek aldı.
Ayrıca düzenli bir şekilde Menahem Pressler ile derslere katılıyordu. Üstün teknik yeteneği burada da kısa sürede fark edildi. 1991 yılında konçerto solistliğine layık görüldü ve bu alanda diplomasını aldı. Berlin’e yerleşti. Profesyonel müzik kariyerine atıldı. Aynı yıl Avrupa Birliği’nin düzenlediği Avrupa Piyano Yarışması’nda ödül kazandı. Bu, uluslararası ilk başarısıdır.
1992’ye gelindiğinde Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano ve oda müziği öğretmeni oldu. Fazıl Say’ın 1991-1995 yılları arasında Almanya’daki konserleri ve resitalleri üzerine basında yayılan yazıları bir kitap oluşturulabilecek kadar fazladır.
Kariyeri
1994 yılı onun için bir dönüm noktası sayılır. Genç Konser Solistleri Avrupa yarışmasında birinci oldu. Konser kariyerine başlangıç sayılan 1995’te ise New York’taki kıtalararası yarışmada da dünya birinciliği elde etti. Bu sırada birçok ödül alması, kariyerine New York’ta devam etmesini sağladı.
1996 yılında Boston’da ikinci piyano konçertosu olan İpek Yolu’nun ilk performansını sergiledi. Oratoryo, piyano konçertoları, farklı formlarda orkestra, oda müziği, piyano eseri, şan ve piyano için şarkı besteleme gibi alanlarda kendini geliştirmeye başladı.
Nazım Hikmet ve Metin Altınok Ağıtı başlıklı oratoryolar, 4 piyano konçertosu, Zürih Üniversitesi’nin isteği üzerine Albert Einstein anısına yazdığı orkestra, Wolfgang Amadeus Mozart’ın 250. doğum yılında Viyana’daki kutlama komitesinin isteği için bestelenen “Patara” adlı bale müziği bu eserler arasında yer alıyordu.
O yıllardan son günlere kadarki süreçte başarılarına hep yenisini ekleyen Say, başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinde ve beş kıtada faaliyette bulunmaktadır. Caz müzik ve doğaçlama tutkusuyla 2000 yılında neyzen Kutsi Ergüner ile buluştu. Kurdukları caz grubuyla çeşitli yerlerde ses getiren konserler verdiler.
Kariyeri boyunca New York Filarmoni, Sankt-Peterburg Filarmoni, Amsterdam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek Filarmoni, İsrail Filarmoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Tokyo Senfoni gibi ünlü orkestralar eşliğinde konserler verdi.
2003-2004’te Salzburg Festivali, New York’taki Lincoln Center Festivali, Londra’daki Harrod’s Piano Series ve Tokyo’daki World Piano Series ilk kez dinleyiciye sunuldu. Yuri Bashmet ve Shlomo Mintz gibi ünlü müzisyenler bu konseri sırasında kendisine eşlik etti.
2004’te Maxim Vengerov ile Amerika ve Avrupa turnesine çıktı. Buralarda Carnegie Hall, The Vienna Musikverein, The Amsterdam Concertgebouw, The Barbican Centre ve Salzburg Festivali’nde performans sergiledi. 2005’in Mayıs ayında İsviçreli bir yönetmenin Ultima Thule adlı filminin soundtrackını yaptı. 2006 Şubatındaki Viyana konserinde Mozart ve Pagani’nin önemli eserlerini piyanoya uyarladı.
2007’de yirmi bin kişinin izlediği Floransa Festivali’nin kapanış konserinde Zubin Mehta’nın yönetimindeki Floransa Orkestrası ile yirmi bin kişinin izlediği bir açık hava konseri verdi. Bu gerçekleştirdiği en ünlü konserlerinden biridir.
Yine 2007’de Montreux Caz Festivali’nde piyano jürisi başkanlığı yaptı. Aşık Veysel’in Kara Toprak adlı halk şarkısından etkilenerek bestelediği piyano parçasını da içeren CD’si ABD’de Billboard’da 6. sıraya çıktı. 2008 yılında sahneye sunulan Sivas’93 adlı tiyatro oyununun müziğini de bestelemiştir.
Şiir ve edebiyata da ilgi duyan Say, bunları zaman zaman sanatına da yansıtmıştır. 2003 yılında çıkardığı İlk Şarkılar adlı albümünde bu yansımalar görülür. Albümlerinde Serenad Bağcan solistlik yaptı ve ikili Türkiye ile diğer ülkelerde konserler verdi.
Sanatçı, 2008 yılında Avrupa Birliği tarafından “Kültür Elçisi” olarak görevlendirilmiştir. 2012’de sanatçı yoğun ve üretken dönemlerini yaşadı. Mart ayında Say’ın bestelediği Hezarfen isimli konçertosunun prömiyeri şef Dan Ettinger yönetiminde gerçekleşti. İstanbul Müzik Festivali tarafından istenen ve sanatçının ikinci senfonisi olan Mezopotamya Senfonisi, Gürer Aykal yönetiminde İstanbul’da gerçekleşti.
Kısa zaman sonra BBC’nin isteği olan Dört Şehir adlı viyolonsel ve piyano sonatı City of London Festivali’nde sergilendi. 2012’nin Eylül ayında soprano ve piyano için bestelenen Panther isimli şarkısının piyeri dinleyiciyle buluştu. Ekim ayındaki Universe’ün konseri izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. 2013 yılında attığı bir tweet sebebiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
2015 yılında Nazım Hikmet Korosu’nu kurdu ve burada genel müzik direktörlüğü yaptı. 29 Ağustos 2015’te Ankara Bilkent Odeon Konser Salonu’ nda koro, ilk konserini verdi.
Bu değerli sanatçı günümüzde hala dünya çapındaki çalışmalarını sürdürmektedir. Başarılı konserlere imza atmaktadır ve geniş bir hayran kitlesi vardır. Bugüne kadarki tüm eserleri tanınmış yayıncılardan olan Schott of Mainz tarafından dünyaya dağıtılmaktadır.
Özel Yaşamı
Say, 1997 yılında evlendiği Gülyar Balcı’dan 7 yıl sonra boşandı. Bu evliliğinden Kumru Say (2000) adında bir kızı vardır. 2012’den beri birlikte olduğu mimar sevgilisi Ece Dağıstan ile İtalya’nın Milano şehrinde 25 Ocak 2019’da dünya evine girmiştir.
Fazıl Say’ın En Ünlü Besteleri
Günümüzde tüm dünyanın tanıdığı bir piyanist olan Fazıl Say, başarılarına, geçen zaman boyunca yenilerini eklemektedir. Hayatı boyunca birçok unutulmaz esere imza atmıştır. Bunlardan bazıları:
1987’deki Gitar Konçertosu adlı eserini geri çekip 1997’de gitar ve orkestra için yeni bir eser oluşturdu. Bundan daha önce oluşturduğu İpekyolu(1989), piyano için adlı eseri ise sonradan konçertoya dönüştürülmüştür.
Nasreddin Hoca’nın Dansları adlı eseri (1991), sonradan “Türk Dansları” olarak değiştirilmiştir. Altı Prelüd, Debussy’nin 6 prelüdünün orkestralaması adlı eseri, solo çalgıcı için: flüt-obua-klarnet-fagot-trompet-2 vurmalı çalgı-piyano-yaylılar dördülü (1992) çalgılar içindir.
Say’ın bu eserleri yaratıldığı dönemde ve sonrasında büyük beğeni toplamış, başarılarını katlamıştır. Onu tüm dünyada tanınır hale getirmiştir.
Fazıl Say’ın Yazdığı Kitaplar
Müzik dışında farklı ilgi alanları da bulunan ünlü sanatçı, şimdiye kadar 3 farklı kitabı kaleme almıştır. Bunları şöyle sıraladık:
Uçak Notları
Sanatçı bu kitabını 1999 yılında çıkarmıştır. Klasik müzikle ve piyanoyla tanışmasından başlayarak burs kazanıp Almanya’ya gitmesiyle devam eden eğitim hayatını, Türkiye ve dünyanın pek çok bölgesinde verdiği konserlerini anlatmıştır. Bunlar dışında sevdiği besteciler, eserler ve müzikler üzerine yazdığı denemelerine de yer vermiştir.
Yalnızlık Kederi
“Halkımı klasik müzikle tanıştırmak zorundayım.” şeklinde konuşan Fazıl Say’ın yazdıklarını bir araya getirdiği bir eser. Müziğe, politikaya, yarınlara, sanatçı olmaya ve hayata dair tüm yazılarını bir araya getirmiş.
Metin Altıok Ağıtı
Sanatçının Metin Altıok için yazdığı bir eserdir. Metin Altıok Oratoryosu albüm olarak bu isimle sunulmuştur.
Fazıl Say’ın Nota Defterleri
Kitapları dışında müzik dünyasına armağan ettiği beş adet nota defterini de sizlerle paylaşıyoruz:
- Schwarze Hymnen for violin and piano
- Nasreddin Hoca’nın Dansları (Piyano için)
- Fantezi Parçaları (Piyano için)
- Paganini Çeşitlemeleri (Piyano için)
- Sonat (Keman ve Piyano için)
Fazıl Say’ın Tutuklanması
Ünlü piyanist Fazıl Say, twitter hesabı üzerinden paylaştığı Ömer Hayyam rubaisinde “dini değerleri alenen aşağılamak” iddiasıyla açılan davada suçlu bulundu. Say, mahkemece 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
[renkbox baslik=”Müslüm Gürses Kimdir? Hayatı ve Eserleri” link=”https://bilgihanem.com/muslum-gurses-kimdir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/11/muslum-gurses-kimdir-hayati-eserleri-1024×597.jpg” renk=”siyah” yenisekme=”hayir”][/renkbox]Hakkındaki hükmü beş yıl süreyle ertelendi. Sanatçı karar sonrasında yaptığı açıklamada “Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunmam şahsımdan çok, Türkiye’deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir.” şeklinde konuştu.
Twitter hesabından Ömer Hayyam’a ait olduğunu belirttiği rubaileri paylaşmasının ardından suçlu durumuna düşen Say, İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçu atfedilen sanatçı için 9 ay ila 1.5 yıl arasında hapis istendi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 12 Ekim 2015 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkeme, suçun yasal unsurları oluşmadığından sanık Say’ın beraatine karar verdi.