Yeni doğan bebekleri, dünyaya hazırlayan en önemli şey anne sütüdür. Bebeğin, ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi son derece önemlidir. Anne sütünün bu kadar önemli olması, bilim insanlarının araştırmalarına sürekli olarak konu olmasına neden olmuştur. Hatta cevaplanmamış sorular bulunmaktadır. Mesela gıdalardaki demirin yüzde 10’u emilebilirken, anne sütünden yüzde 50 oranında demir emilebilmektedir. Dolayısıyla konu son derece ilgi çekicidir.
Sadece insanlar için değil, tüm memeli hayvanlar için yavrularının sütle beslenmeleri son derece önemlidir. Doğadaki hayvanların anne sütü ile hemen ayaklanmaları ise insan sütünden daha farklı besin değerlerine sahip olmalarından kaynaklıdır ve onların doğalarına uyumlu olarak bu özellikler gelişmektedir. Yani tartışmasız bir şekilde anne sütü, mucizevi bir besindir. Yapılan tüm araştırmalara rağmen uzunca bir süre daha anne sütünün yeri doldurulamayacaktır.
[renkbox baslik=”Yenidoğan (Bebek) Sarılığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Korunma Yolları ve Tedavisi” link=”https://bilgihanem.com/yenidogan-bebek-sariligi-nedir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/03/yenidogan-sariligi-hakkinda-bilgi.jpg” renk=”mor” yenisekme=”evet”][/renkbox]Anne sütü, hamilelik süreci ve doğumla birlikte oluşmaktadır. Vücudun ürettiği bu süt, kimi kadınlarda az olabilmektedir. Bu durumda doğal yollara başvurarak artırmaya gidilebilir. Süt yapıcı besinler tüketilerek, artırılması sağlanabilmektedir. Buna ek olarak gaz yapıcı gıdaların, sigara, alkol gibi maddelerin tüketilmemesi gerekmektedir. Çünkü bunlar doğrudan anneden bebeğe geçmektedir. Bu kapsamda anne sütü ile ilgili bilmeniz gerekenleri burada sizler için topladık.
Anne Sütü Nedir?
Hamile kalmış bir kadında hormonların etkisiyle üretilmeye başlanan ve bebeğin doğumuyla birlikte salınımı gerçekleşen, yeni doğan bebeklerin beslenmesini sağlayan süttür. Bebeklerin ilk 6 ay boyunca anne sütü alması gerektiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmiştir. Altı ay sonrasında ise ek gıdalarla beraber en az 1 yaşına kadar anne sütü verilmeye devam edilmelidir.
Anne sütü bebekler için en ideal besindir ve emzirme benzersiz bir yöntemdir. Anne sütü sayesinde bebeklere gerekli olan tüm besin elementleri sağlanmaktadır. Emzirilme döneminde ishal, zatürre, kanda bakteriyel yayılma ve menenjit gibi hastalıkların sıklığı azalmaktadır. Aynı zamanda ilerleyen yaşlarda alerjik hastalıklara, kansere ve sinir sistemi rahatsızlıklarına yakalanma ihtimali de azalmaktadır. Tüm bunların dışında anne ile bebek arasında kurulan inanılmaz bir duygusal bağın oluşmasını sağlamaktadır.
Emzirmenin bağladığı ve bebeğin sadece anne sütü ile beslendiği ilk 6 ayda, yenidoğanın suya veya başka bir besine ihtiyacı yoktur. Anne sütü ile beslenen bebeğe 6 aydan önce başka hiçbir yiyecek veya içecek verilmemektedir. Çünkü bunlar, bebeğin henüz tam gelişmemiş olan bağırsak ve sindirim sisteminde rahatsızlıklara neden olacaktır. İshal ve diğer hastalıklara yakalanma olasılığı artacaktır.
Anne sütünün bileşimi, salgılanma dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Doğumdan sonra salgılanmaya başlayan ve ortalama 5 gün devam eden süte ağız sütü yani kolostrum adı verilir. Bu sütün, protein içeriği tüm dönemlere göre en yüksek seviyededir. Bağışıklığı artıran bazı maddeler ve bebekleri iltihabi hastalıklara karşı koruyan akyuvarları içermektedir. Bu yüzden ağız sütü bebeğin ilk aşısı olarak görülmektedir.
Ağız sütünden 6 – 15 gün arasında gelen süte ise geçiş sütü veya ara süt adı verilir. Geçiş sütünden sonra salgılanmaya başlayan ve bebek emzirildiği sürece gelmeye devam eden süte ise tam süt denir. Geçiş sütünün protein ve mineral içeriği ağız sütünden düşük, tam sütten ise yüksektir.
Anne sütü bileşimi; gün içinde, emzirme süresince, emme şekline, annenin yaşına, gebelik sayısına ve gestasyon (gebelik) yaşına göre de değişim göstermektedir. Anne sütünde bulunan büyüme hormonları, uyku süresince artmaktadır. Emzirmenin başlangıcında şekerden zengin ön süt, emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelmektedir. Yağ ve protein içeriği, emme süresinde artış göstermektedir. Süt içindeki yağ içeriği bir emme süresince emzirmenin sonuna doğru 4 – 5 kat, protein içeriği ise yüzde 50 oranında artmaktadır.
İlk Sütün Önemi Nedir?
Anne doğum yaptıktan sonra gelen ilk süt, bağışıklık sistemini oluşturan proteinlerden olan immünglobulin IgA bakımından zengindir. Bebeğin sindirim sistemindeki organların iç kısmını kaplar. Böylece bebeğin sindirim sistemi tam anlamıyla çalışana kadar koruyucu etki gösterir. Maddenin bebeğin organlarındaki etkisi mekonyumun atılmasını kolaylaştırması ve bilirubin üretimini engellemesidir. İlk bir hafta boyunca gelen süte kolostrum adı verilmektedir. Koruma özelliği yanında besleyici özelliği de çok fazladır.
Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir. Doğumdan sonra gelen ilk sarı süt, bebek için son derece önemlidir. Çünkü bebeği hastalıklara karşı korur. Bebeğin ilk aşısı olan bu süt, yaşamsal öneme sahiptir. Aynı zamanda bebek ve anne arasında duygusal bağın kurulması sağlanmaktadır.
Anne sütü ileriki yaşlarda, diğer besinlerle beslenen bebeklere göre daha zeki olmalarına da katkı sağlamaktadır. En iyi besin olmasının nedeni ise anne sütünün protein, yağ, demir, vitamin gibi her türlü besin değerini içeren ideal bir besin olmasından kaynaklanmaktadır. İçerdiği koruyucu maddeler sayesinde bebeği enfeksiyonlardan korumaktadır.
Anne sütü bebeğin hazım sorunları yaşamaması açısından da son derece önemlidir. Kaynatmaya gerek kalmaksızın, tamamen doğal bir şekilde tüketilmesi de önemlidir. İnek sütüne göre daha yüksek besin değerine sahiptir. Aynı zamanda yeterli miktarda su ve vitamin bulundurduğu için çok sıcak iklimlerde bile bebeğe su vermeye gerek kalmamaktadır. Ayrıca ilk 6 ayda meyve suyuna da gerek yoktur.
Doğumdan sonra gelen ilk sarı süt; ishal, solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıklardan korumaktadır. Anne sütü ile beslenmiş çocuklar; astım, alerji, çocuk diyabeti gibi hastalıklara karşı dirençli olmaktadır. Kanser oranının daha düşük olduğu da bilinmektedir. Anne sütü yeterli miktarda demir içerdiğinden dolayı, emzirilen bebeklerde kansızlık da görülmemektedir. Aynı zamanda anne sütü ile beslenen bebeklerde pişik, karın ağrısı ve kabızlık sorunları da daha az yaşanmaktadır.
Anne sütü ile beslenmeye çocuklarda ölüm oranları, beslenenlere göre 4 ila 6 kat daha fazladır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre emziren kadın oranları yüksek olsaydı, yılda 1,5 milyon bebeğin yaşamı kurtulabilirdi.
Anne Sütünün Özellikleri Nelerdir?
İlk sütün ardından ikinci haftada protein içeriği azalmaya başlar. Laktoz ve yağ içeriğinin arttığı geçiş sütü oluşur. Sonraki süreçte ise yağ bakımından zengin süt oluşur. İlk süt karbonhidrat bakımından zenginken; son süreçte süt yağ bakımından zengindir.
Süt genel olarak protein bakımından zengindir. Ancak ineklerin sütüne oranla tüm mineraller az orandadır. Bunun sebebi bebeğin sindirim sistemini korumaktır ama bazı mineraller de inek sütünde olduğundan fazladır.
Çok olan mineraller demir ve çinkodur. Ayrıca yağ asitleri de inek sütünün sekiz katı kadardır. Bunun amacı ise bebeğin ilk dönemde beyin gelişimi için gerekli olan yağ dengesini sağlamaktır.
Anne Sütünün Bebeğe Faydaları Nelerdir?
Anne sütü ile büyümüş bebeklerde enfeksiyonel hastalıklar daha nadir görülürken, beyin gelişimi son derece iyi durumdadır. İshal, alerjiler, solunum yolu rahatsızlıkları anne sütü sayesinde engellenebilir. İlerleyen yaşlarda görülen kanser türleri, kemik erimesi, MS gibi ciddi hastalıklar, bebekliğinde anne sütü almış kişilerde daha nadir görülmektedir. Bebeğe faydası olması dışında emziren annelerde çeşitli kanser türleri, kansızlık gibi durumlar daha az görülür. Yani emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de faydası vardır.
Anne sütü, bebeklerin hayata yeni başladıkları sırada tüm tehlikelere karşı koruyucu, besleyici özelliği olan ilk gıdasıdır. Bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü almaları, uzmanlarca önerilmektedir. Günümüzde ne yazık ki gıdaların eskisine oranla çeşitli maddeler içermesi gibi nedenlerle annelerde süt konusunda sıkıntılar görülmektedir.
[renkbox baslik=”Doğum Sonrası Depresyonu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?” link=”https://bilgihanem.com/dogum-sonrasi-depresyonu-nedir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/02/dogum-sonrasi-depresyonu-hakkinda-bilgi.jpg” renk=”pembe” yenisekme=”hayir”][/renkbox]Birçok anne sütünün olmadığından, yetmediğinden şikâyet eder. Öncelikle sütün artması için doğal yolları denemelisiniz. Faydası olduğu bilinen bitki çaylarını tüketebilirsiniz. Gıdalardan özellikle taze soğan, mercimek ve baklagiller sütü çoğaltıcı etkiye sahiptir. Gaz olması riskini göze alarak tüketmelisiniz. Neticede gaz geçici bir durumdur ve anne sütünün bitmesinden önemli değildir. Bununla beraber bol bol su tüketmeye dikkat etmelisiniz.
Doğru Emzirme ve Emzirme Süreleri
Bebek emzirilirken doğru tutuş ve bebeğin memeyi kavrama biçimi oldukça önemlidir. Emzirme işlevi sürerken emziren annede çeşitli hormonlar salgılanır ve sütün boşalması sağlanır. Emzirmek için rahat bir koltuk tercih etmeli ve dik biçimde oturmalısınız.
Bebeğin yüzü ve gövdesi anneye tamamen dönük olmalıdır. Parmaklarla meme desteklenmeli, memenin ucunun ve kahverengi alanının tamamen bebeğin ağzında olması sağlanmalıdır. Aksi halde memede yaralar oluşabilir. Emzirme pozisyonunda bebeğin çenesinin göğse yaslanması, burnunun açıkta kalması gerekir.
Emzirme süreleri, bebeğin ayına göre değişiklik gösterir. Bebek doğar doğmaz en kısa sürede emzirilmelidir. İlk iki ay, bebek her istediğinde emzirilmelidir. Her iki göğüs dönüşümlü olarak verilmelidir. Bebekler her öğünde memeyi ortalama 15 dakika içinde boşaltır. İlk süreç ardından emzirme aralığı bebeğin acıkmasına göre 2 ila 3 saat arasında uzatılabilir.