Samanyolu, Küçük Macellan, Sculpture ve Andromeda gibi isimlerle bildiğimiz galaksiler, yıldızlar topluluğudur. Gökada olarak da bildiğimiz şu yıldız topluluklarına ait net bilgiler ve detaylar henüz çözüme kavuşmamıştır. Bu sistemler hakkında sayısız araştırma ve gözlem yapılmıştır. Bu şekilde evrenin büyük gizemlerinden biri çözüme kavuşturulmaya çalışılmaktadır.
Galaksi sistemleri, birbirinden farklı birçok parçadan oluşmaktadır. Her galaksinin kendine özgü özellikleri vardır ve sınırlandırması yapılırken genellikle görünüm biçimlerinden yararlanılmaktadır. Samanyolu, sarmal, cüce, şekilsiz ve eliptik gibi isimler anılmaları da bu sınıflandırmaya dayanmaktadır.
[renkbox baslik=”Jüpiter Gezegeni Hakkında Bilgi; Genel ve Fiziksel Özellikleri, Tarihçesi” link=”https://bilgihanem.com/jupiter-gezegeni-hakkinda-bilgi/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/01/jupiter-gezegeni-hakkinda-bilgi.jpg” renk=”kahve” yenisekme=”evet”][/renkbox]Gözle görünür evren içinde 100 milyardan fazla galaksi olduğu tahmin edilmektedir. Yapılan araştırmalar bu düşünceyi desteklemiştir. İnsanlık var olduğundan beri de galaksi konusu büyük dikkat çekmiştir. Gökadaların zaman içinde yok oldukları konusunda da çeşitli bilgiler edinilmiştir. Çalışmaları ise günümüzde de hala yoğun bir şekilde devam etmektedir.
Gökada Nedir?
Gökada, birbirlerine kütle çekim kuvvetiyle bağlı; plazma, gaz ve tozun oluşturduğu, henüz tam anlaşılamamış karanlık maddelerden meydana gelen sisteme verilen addır. Bilinen eski galaksiler, bir trilyona kadar yıldız bulundururlar.
Bu yıldızlar, galaksinin yörüngesinde dönerler. Galaksiler, yıldız sistemleri, yıldız kümeleri ve nebulaları içerebilmektedir. Bu karmaşık sistemle ilgili araştırmalar tüm hızıyla devam etmektedir.
Gökada Türleri ve Özellikleri Nelerdir?
Gökadaların, kendi içerisinde 4 çeşidi bulunmaktadır. Bu türlerin her biri farklı özelliklere sahiptir. Galaksiler kategorilere ayrılırken; Hubble düzeni olarak isimlendirilen sınıflandırmayla ayrılmışlardır.
Bu sınıfa göre aslında temel olarak 3 tür galaksi vardır. Cüce galaksiler, diğerlerinden çok sonra keşfedilmiştir.
Eliptik Galaksiler
Şekil olarak elips biçimindeki galaksilerdir. Bu galaksiler kimi zaman aşırı oval kimi zaman daire biçimine yakın olabilmektedir. Düzene göre daireye yakın olanlar E0, ovalliği çok olanlar E7 olarak isimlendirilir.
Eliptik galaksiler genel olarak küçük yapıdadırlar ve yıldızlararası maddesi çok fazla değildir. Ayrıca yeni yıldız oluşma oranı da oldukça düşüktür.
Bu galaksilerde, yaşlı yıldızlar çoğunluktadır ve bu açıdan küçük olan küresel yıldız kümeleri ile benzerdir. Ancak buna rağmen dev eliptik galaksiler olarak bilinen galaksiler bunlardır.
Sarmal Galaksiler
Evrendeki gökadaların büyük kısmı bu tür galaksilerden meydana gelir. Diğerlerine oranla daha yüksek açısal hızları vardır. Çevresi teker isimli yıldızlar topluluğu ile sarılmış ve çekirdeğinden dışarı çıkan parlak kollar mevcuttur.
Şekilleri denizanalarıyla benzerlik göstermektedir. Ayrıca şekillerinden ötürü spiral galaksi olarak da anılmaktadır. Bu galaksiler, S harfiyle kodlanmaktadır. Bu harfin yanına gökadanın özelliklerini belirten küçük harfler ilave edilir. Bu ilave harfler, çekirdeğin boyut durumunu belirtmektedir.
Galakside bulunan kollar, merkez kısımdan dışa doğru, spiral şekilde açılmaktadır. Bu durum, tek biçimli dönüş neticesinde oluşan çalkantıya bağlanmaktadır.
Şekilsiz Galaksiler
Halkalı galaksiler ve merceksi galaksiler bu galaksiler içerisinde bulunup, S0 biçiminde kodlanmaktadır. Ayrıca bu kategori altında çeşitli biçimlerde birçok sayıda galaksi bulunmaktadır.
Çubuklu galaksiler, bunlara örnek verilebilir. Bu galaksiler belli bir biçime sahip olmadığından düzensiz galaksi olarak da isimlendirilirler. Bu tür galaksilerin, önceden sarmal ve eliptik galaksi oldukları ancak sonradan çeşitli kuvvetlerin etkisiyle düzensiz hale geldikleri düşünülmektedir.
Cüce Galaksiler
Çok ünlü olmamalarına rağmen galaksilerin büyük çoğunluğunu cüce galaksiler meydana getirir. Az sayıda yıldız bulundurduklarından, cüce ismiyle anılmaktadırlar. Samanyolu galaksisinin %1’i kadar yıldızları vardır.
Bu tür galaksilerin, büyük kısmı, başka bir galaksinin uydusu konumundadır. Samanyolu Galaksisi’nde birçok uydu bulunmaktadır. Bu uyduların cüce galaksilerden olma ihtimali son derece yüksektir.
Cüce galaksiler, en son keşfedilen galaksi türüdür ve 10 milyon güneş kütlesi kadar olduğu araştırmalarla belirlenmiştir.
Galaksi Nasıl Oluşur?
Astronomların uzun yıllardır cevaplamaya çalıştıkları soruların başında galaksilerin nasıl oluştukları gelmektedir. Büyük Patlama’dan hemen sonra doğan ve uzaktaki bebek galaksileri inceleyerek cevaplar bulmaya başlamışlardır. Aynı zamanda Samanyolu’nu ve onun devam eden evrimini inceleyerek soruların cevabını ayrıntılı bir hale getirmektedirler.
Büyük Patlama’dan kısa süre sonra genişlemeye başlayan evrene gelişigüzel yayılan toz ve gaz bulutları, bazı yerlerde diğerlerine göre biraz daha yoğun topaklar oluşturmuştur. Bu yoğunluk farkları ileride büyük kütleli galaksilerin oluşmasını tetiklemiştir.
Galaksiler yolculuklarına, bugün gördüğümüz halleriyle başlamamışlardır. Milyarlarca yıldan uzun süredir sistematik birleşmeler ve çarpışmalar sonucunda gelişmişlerdir, gelişmeye devam etmektedirler.
Evrendeki en eski yapılardan bazıları olan galaksilerin birçoğu yolculuklarına tıpkı Samanyolu gibi Büyük Patlama ile başlamıştır. Bu olay ise evrenin ilkçağlarda kozmik tohumları atılmıştır. 13,8 milyar yıl önce meydana gelen bu olaya eş zamanlı olarak hem evrenimiz yaratılmış hem de günümüzde hala devam eden uzay ve zaman genişlemesi başlamıştır.
Büyük Patlama’nın ardından birkaç yüz milyon yıl boyunca maddeler sıcak ve mat kaldılar. Evren, ilksel atomik parçacıklardan oluşan yoğun bir sisle doludur. Zamanla bu oluşmuş kozmos genişleyerek soğumuştur ve sisin yoğunluğundaki dalgalanmalar, karanlık maddenin kütleçekimsel etkisinin de yardımıyla galaksilerin tohumları oluşmuştur.
Patlamadan yaklaşık 400 milyon yıl sonra ilk yıldızlar, yıldız ışığı ile aydınlanmış madde parçalarından olmanın ötesine geçerek bebek galaksilerde parlamaya başlamışlardır. Bu ilkel galaksi parçaları zaman içerisinde bir araya gelip çarpışmış ve daha büyük yıldız topluluklarını oluşturmuşlardır. Bu şekilde yıldız jenerasyonları doğmuş, yaşamış ve ölmüştür.
Samanyolu tam olarak böyle değişimler göstermiş ve göstermeye de devam etmektedir. İlk doğan yıldızlar zamanla ölüp, dönüşüme uğrayarak yeni jenerasyon yıldızları oluşturan maddelerle birlikte galaksi çevresinde tohum haline gelmişlerdir.
Samanyolu’nun ilk yıldız nüfusunun bazı kalıntıları, galaksinin gazlı halesinde yavaşça soğuyan beyaz cüceler olarak hala varlıklarını sürdürmektedirler. Ayrıca galaksimiz kadar yaşlı, başka yıldızların olduğu da bilinmektedir. Bunların büyük ihtimalle galaksinin halesinde dönüp dolaştığı görülen küresel kümelerden oluştuğu tahmin edilmektedir.
Galaksilerin oluşumuyla ilgili olarak 3 temel görüş öne çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, her galaksinin çöken bir gaz topağından sıkışma ile oluştuğudur. İkinci görüş ise daha az miktarda kütle içeren gaz topaklarının çökerek küçük galaksileri, onların da zamanla birleşip daha büyük galaksileri oluşturduğudur.
Yapılan gözlemler ise ikinci görüşü kuvvetlendirmektedir. Hubble Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemlerde, ilkel galaksicikleri andıran gökcisimleri görülmüştür. Galaksilerin ise bu küçük galaksilerden oluştuğunu savunan kozmologlar, Samanyolu’nun 100 kadar küçük galaksinin birleşmesiyle oluştuğunu öne sürmektedir.
Üçüncü görüş ise en farklısıdır. Buna göre; Evren’de önce karadelikler oluştu. Bunlar ise çekim güçlerinin etkisiyle yakınlardaki gazları topladı ve bulundukları çevrede yoğunlaştırarak galaksilerin oluşumunu tetikledi.
Karadeliklerin, çözülmüş mekanizmaları dışında nasıl oluştukları da merak konusudur. Ancak bu görüşün diğerlerine göre daha sağlam olduğu savunulmaktadır. Nedeni ise şu anda galaksimizin merkezinde dev bir karadelik bulunmasıdır. Kozmologlar, her galaksinin merkezinde bir karadelik bulunduğunu savunmaktadır.
Evrendeki En Büyük Galaksi
Evrende tespit edilmiş en büyük galaksi, IC 1101 ismiyle tanımlanmıştır. Yaklaşık 00 trilyon yıldıza ev sahipliği yaptığı düşünülen bu galaksinin, 4 milyon ışık yılı genişliğinde olduğu tahmin edilmektedir. Abell 2029 galaksi kümesinin merkezinde yer alan IC 1101, yaklaşık 1 milyar ışık yılı uzaklıktadır.
Samanyolu’nun 60 katından daha büyük olduğu tahmin edilen IC 1101 isimli galaksinin merkezinde Samanyolu büyüklüğünde bir karadelik olduğu düşünülmektedir. Galaksinin parlaklığının ise güneşten 2 trilyon kat daha fazla olduğu öne sürülmektedir.
IC 1101’in eliptik bir galaksi olduğu bilinirken, yaşının yaklaşık olarak 12,8 ila 13 milyar olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle de yer alan yıldızların çoğunun yaşlı olduğu bilinmektedir. Başak takımyıldızı yönünde yer alan IC 1101, Dünya’ya 100 – 120 megaparsek (350 milyon ışık yılı) uzaklıktadır. Tahmini olarak 100 trilyon yıldız barındırdığı söylenmektedir.
[renkbox baslik=”Teleskobun İcadı: Teleskop Nedir? Ne Zaman? Kim Tarafından Bulundu?” link=”https://bilgihanem.com/teleskobun-icadi-teleskop-nedir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/10/teleskobun-icadi-nasil-kim-tarafindan-bulundu.jpg” renk=”siyah” yenisekme=”hayir”][/renkbox]2018 yılında ise gözlemlenebilir uzayda 14 galaksinin çarpışmasıyla meydana gelen dev bir kozmik çarpışmanın ilk aşamaları keşfedilmiştir. Dünya’ya 12,4 milyar ışık yılı mesafede meydana gelen bu olay ile dev bir galaktik birleşme yaşanmıştır.
Galaktik Protoküme adı verilen birleşmenin günümüzde evrende bulunan en büyük nesneler olan dev galaksi kümelerinin öncüsü olduğu belirtilmiştir. Kanada’da bulunan Dalhousie Üniversitesi’nde görevli astrofizikçi Scott Chapman, genel geçer bilginin galaksi kümelerinin oluşması ve toplanması sürecinin çok fazla zaman aldığını ve SPT2349’ün bu sürecin teorinin ve simülasyonların ortaya koyduğunun aksine çok daha hızlı ve sarsıntılı gerçekleştiğini söylemiştir.
SPT2349’un kütlesinin Güneş’ten 10 trilyon kat daha büyük olduğu tahmin edilirken, içindeki galaksilerin dikkate değer sayıda yıldız ürettiğinden bahsedilmiştir. 12,4 milyon yıl önce oluştuğu ve kartopu gibi büyüyerek varlığını sürdürdüğü tahmin edilmektedir.