Heyelan
Heyelan (toprak kayması) toprak, kaya veya döküntü örtüsü şeklindeki kütlelerin yerlerinden kayarak taşınmasıdır. Killi ve eğimli tabakaların üzerinde bulunan topraklarda, özellikle ilkbahar aylarında karların erimesi ve toprağın suyla doygun hale gelmesinden dolayı sık görülmektedir. Eğimli arazilerde, maden kazılarından sonra oluşan hafriyatların ve stok alanlarının yamaçlar üzerinde olması heyelan riskini artırmaktadır. Heyelan sonucu yer değiştiren büyük kütleler yerleşim alanları için büyük tehlikelere neden olmakta can ve
mal kaybına yol açmaktadır. Aynı şekilde yamaçlardan kayan kütleler eğimsiz veya az eğimli ekim alanlarına kalıcı olarak yerleşmektedir. Heyelanlar sonucu tarım alanları işlevini kaybetmektedir. Verimli, ekime hazır tarım alanları üzerine yerleşen kütlenin kaldırılarak eski haline getirilmesi büyük heyelanlarda mümkün değildir.
Heyelanların önlenmesi için riskli bölgelerdeki yamaçlara set yapılması yanında kütlenin kaymasına neden olan kısmının kazılması da düşünülmelidir. İstinat duvarı ile birlikte ağaçlandırma faydalı sonuçlar vermektedir.
Erozyon
Erozyon, toprağın akarsular başta olmak üzere farklı dış etkenler nedeniyle aşındırılıp, yerinden koparılması ve başka bir yere taşınması ve biriktirilmesi olayıdır. Üç çeşit erozyon vardır. Su erozyonu, rüzgar erozyonu ve özel erozyon çeşitleridir. Erozyona (aşınım) etki eden faktörleri beş başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar iklim, topografya, toprak özellikleri, bitki örtüsü ve insan faktörüdür. Erozyonu etkileyen faktörler arasında doğaya bağlı olanlar yanında çok önemli yere sahip olan insan faktörünü ayrı değerlendirmek gereklidir. Bu bağlamda erozyonu azaltıcı önlemler arasında insan faktörüne önem vermek gereklidir. Keza arazi açmak ya da yakacak elde etmek için ormanları bozmak, meraların aşırı ve hor kullanımı, arazileri amaç dışı kullanma, toprağın hatalı sürümü ile toprak ve su korunumu önlemlerine dikkat etmeme gibi olumsuz davranışların önüne geçmek için vatandaş bilinci ve sorumluluğu gerekmektedir.
Erozyonun tarım alanlarına verdiği zarar özetle; toprağın rüzgar, su gibi nedenlerle ekili alanlardan uzaklara taşınıp depolanması sonucu verimsiz duruma gelmesidir. Ülkemiz topraklarının %90’ı su erozyonu, %1’i de rüzgâr erozyonuna maruz kalmaktadır. Ekime uygun tarım alanlarında bu oran su erozyonu için %75 civarındadır. Erozyon sonucunda Türkiye’de, yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. Dünyada erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesi bulunan 110 ülke bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan araştırmalara göre, çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerekmektedir.