İman demek, inanmak demektir. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan herkes iman sahibidir. Ancak sadece Allah’a inanmanın tek başına yeterli olmadığı da dile getirilmektedir. İslam alimleri, Nisa Suresi’nde özellikle de 136. ayetine dayanarak imanın en temel şartlarını 6 adet olarak belirlemiştir. Öncelikle ilgili ayete bakalım ve ardından imanın 6 şartını maddeler halinde görelim: “Ey inananlar! Allah’a, resulüne, resulüne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba inanmakta sebat gösterin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitablarını, resullerini ve ahiret gününü inkar ederse şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır.” (Nisa Suresi, 136. Ayet)
İmanın şartları konusunda her mezhebin kendine özgü farklı inançları bulunabilmektedir. Daha önceki bir yazımızda mezhepler hakkında oldukça detaylı bir bilgi içeriğini sizlerle paylaşmıştık. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) ise imanın şartları ile ilgili olarak şu hadis-i şerifi paylaşmıştır; “İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.” (Buhari)
Mescid-i Haram Hakkında Bilgiler; Nerededir, Mimarisi ve Tarihçesi
Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisi imanın şartlarının, İslam’ın şartları ile karıştırılmaması gerektiğidir. Bir kişi birazdan tüm detayları ile anlatacağımız altı şartı kabul etmişse imanın şartlarını yerine getirmiş olur. Ancak bunları yerine getirmesi onun Müslüman olduğu anlamına gelmez. Yani Müslüman olmayan kişiler de Allah’ın, meleklerin ve ahiretin varlığına inanabilmektedir. Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermek ve Kelime-i şehadet getirmek olan İslam’ın şartları ise sadece Müslümanlara özgüdür. Bu nedenle her ikisinin farklı kavramlar olduğu bilinmelidir. Şimdi de sünni mezhebine göre imanın şartlarını yukarıdaki ayetten yola çıkarak madde madde görelim:
#navFrame,#navMobButton{background:linear-gradient(to top,white,rgba(227,221,192,1));padding:10px;border-radius:6px;box-shadow:0 1px 4px rgba(0,0,0,.23);margin:0;position:fixed;bottom:0;left:0;overflow:hidden;width:100%;display:flex;align-items:center;font-weight:600;font-size:14px!important;z-index:9999999999}.navListScroll{overflow-y:auto;height:250px}.navListScroll::-webkit-scrollbar-track{-webkit-box-shadow:inset 0 0 6px rgba(0,0,0,.3);background-color:#F5F5F5}.navListScroll::-webkit-scrollbar{width:5px;background-color:#F5F5F5}#navFrame{display:none}#navMobHand{display:block;width:37px;height:34px}#navMobButton{height:50px;z-index:99}.navFrameHeader{font-weight:600;font-size:13px;display:flex;justify-content:space-between;align-items:center;padding:5px}#newNavPost{margin-left:0;list-style-type:none;padding:0;margin:0;border-radius:4px;font-weight:600}.nav-frame-header:first-child .nav-frame{display:block}.nav-frame{list-style-type:none;padding:0;margin:0;border-radius:4px;font-weight:600;margin-left:10px}.nav-frame-sub a{display:none}.nav-frame-sub{font-size:100%;margin-left:10px}.nav-frame li a.active{position:relative;color:#000;transition:all 0.1s ease-in;padding-left:10px;background:linear-gradient(to right,#3cb7eb,transparent)}#newNavPost a:hover{transition:all 0.1s ease-in;padding-left:4px;color:#29abe2!important}@media screen and (min-width:900px){#sidebar-home #navFrame{top:0}.content{margin-bottom:-30px}#navFrame{display:block;width:unset;position:relative;border-bottom:4px solid #37b8eb}.navListScroll{height:100%;margin-left:15px}#navMobButton{display:none;position:relative}#navFrame{position:relative}.navFrameHeader .close{display:none}.nav-frame a{padding:5px}.nav-frame-sub{font-size:13px}}.nav-frame a{text-decoration:none;display:block;width:100%;font-size:12px;font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;color:#444;font-weight:400;line-height:20px;padding:5px;margin:2px 0}.navFrameHeader .close{color:#fff;background:red;padding:5px 10px;border-radius:4px;border:1px solid darkred}span.listCounter{margin-right:5px;letter-spacing:1px;color:#000;font-weight:700}.nav-frame-header>a.active{color:#000;transition:all 0.1s ease-in;background:linear-gradient(to right,#3cb7eb,transparent)}.nav-frame-header a{border:none!important}.nav-frame-header>a{display:block;color:black!important;font-weight:600!important;text-decoration:none;line-height:23px;padding:5px}
1- Allah’a inanmak (iman etmek)
2- Meleklerine inanmak (iman etmek)
3- Kitaplarına inanmak (iman etmek)
4- Peygamberlerine inanmak (iman etmek)
5- Ahiret hayatına inanmak (iman etmek)
6- Hem kadere hem de hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak (iman etmek).
Allah’a İman
Allah’a inanmak demek O’nun ne doğrulmuş olduğuna ne de doğurmuş olduğuna inanmamak demektir. O her zaman vardır ve sonsuza dek var olacaktır. Asla doğurmamıştır ya da doğrulmamıştır. O her şeyin yaratıcısıdır. “Ol” der ve her şey olur. Her şeye mutlak surette gücünün yettiğine inanmak demektir. Övülmeye en çok O layıktır ancak bizim kelime haznemizde O’nu övmeye yetecek kadar kelime ne yazık ki yoktur.
Meleklere İman
Melekler daima Allah’a ibadet eden varlıklardır. Erkeklik ya da dişilikleri yoktur. Nurdan yaratılmışlardır ve Allah’ın onları korumaları sebebiyle günah işlemezler, Allah’ın emirlerinden dışarı çıkmazlar. En çok bilinen 4 Melek vardır, bunlar; Cebrail (as), Mikail (as), Azrail (as) ve İsrafil (as)’dır.
Cebrail (as)
Görevi, Allah’tan aldığı vahiyleri Peygamberlere götürmektir. Bugüne kadar ki bütün Peygamberlere vahiyleri o getirmiştir ve son Peygamber Hz. Muhammed (SAV)’in ölümü üzerine vahyi iletme görevi sona ermiştir. Allah katında çok yüksek itibara sahip olan bir melektir.
Mikail (as)
Kendisine buyrulan görev, doğa olaylarını kontrol etmektir. “Allah’ın küçük ve sevgili kulu” demektir Mikail.
Azrail (as)
Eceli gelen insanların ruhunu almakla görevli olan meleklerin başıdır. Her insanın ruhunu almak için farklı bir melek vardır aslında ancak insanlar bir yanılgıya düşerek bütün insanların ruhunun Azrail tarafından alındığını zannederler. Kuran’da ve hadislerde Azrail ismi pek kullanılmaz. Bunun yerine “Melek-ül Mevt” denir. Yani, Ölüm Meleği.
İsrafil (as)
Görevi kıyamet kopacağı zaman Sur’u üflemektir. Bütün meleklere olduğu gibi, İsraifl’e de görevi Allah tarafından verilmiştir. Sur’a iki defa üfleyecektir. İlk üflediğinde bütün alem ve evren yok olacak, bütün canlılar ölecektir. İkinci defa üflediğinde bu kez bütün ölüler dirilecek ve ardından hesaba çekilecektir.
Kitaplara İman
Allah’a inanmak, O’nun insanlar için indirdiği kitaplara inanmayı da gerektirir. Bu kitaplar bizlere helalleri ve haramları bildirmekte; Allah’ın emir ve yasakları konusunda bizleri uyarmaktadır. Allah’ın indirdiği pek çok kitap insanlar tarafından tahrip edildiği için daha sonra bir yenisi daha gönderilmiştir. Ancak Kuran-ı Kerim’in bizzat Allah tarafından koruma altına alındığı ve tahrip edilmesine izin verilmeyeceği bilinmektedir.
Çünkü Kuran-ı Kerim son kitap olarak indirilmiştir ve kıyamete kadar da son kitap olarak kalmaya devam edecektir. Kendinden önceki indirilmiş olup da tahrip edilen kitapların hem tamamlayıcısı hem de günümüze Allah tarafından uyarlanmış halidir diyebiliriz.
Kuran-ı Kerim ile birlikte şimdiye kadar toplam 4 kitap indirilmiştir. Bunlar, Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim’dir. Zebur Hz. Davut Peygamber’e, Tevrat Hz. Musa Peygamber’e; İncil Hz. İsa Peygamber’e ve Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed (SAV) Peygamber’e indirilmiştir.
Peygamberlere İman
Peygamberler bizzat haram ya da helalin ne olduğunu belirleyen insanlar değildir. Allah’ın haram ve helal kıldığı şeyleri bizlere bildiren bir elçidir. Allah’tan gelen emirleri Cebrail (as) aracılığıyla alırlar ve sonrasında insanlara bu emir ve yasakları bildirirler. Peygamberlerin Allah kulu ve elçisi olduklarına Müslümanların inanması şarttır.
Oysa Hristiyanlar Hz. İsa’yı Allah’ın elçisi ve peygamberi değil de oğlu olarak görmeye başlamışlar hatta Allah ile birlikte Hz. İsa’ya tapmaya başlamışlardır. Dinde gittikleri bu aşırılık Hristiyanlık dinini tahrip etmiştir.
Peygamberlere iman etmek için aralarında hiçbir fark gözetmemek, hepsinin Allah tarafından yaratıldığına, doğru sözlü ve sadık kullar olduğuna inanmak gerekmektedir. Hangi dinden olursa olsun hepsine aynı gözle bakmak gerekiyor. İçlerinden birine inanmamak veya onların eminliğinden şüphe etmek, hiçbirisine inanmamak demektir ki bu da peygamberlere iman şartının yerine getirilmediği anlamını çıkarır.
Kuran-ı Kerim’de adı geçen 25 Peygamber vardır.
Kuran-ı Kerim’de İsmi Geçen Peygamberler
Müslümanlar, bu peygamberlerin hepsinin varlığına ve Allah’ın hem kulu hem de elçisi olduğuna inanmak durumundadır.
1- Âdem (as)
2- İdris (as)
3- Nuh (as)
4- Hûd (as)
5- Sâlih (as)
6- Lût (as)
7- İbrahim (as)
8- İsmail (as)
9- İshak (as)
10- Yâkub (as)
11- Yûsuf (as)
12- Şuayb (as)
13- Hârun (as)
14- Mûsa (as)
15- Dâvud (as)
16- Süleyman (as)
17- Eyyûb (as)
18- Zülkifl (as)
19- Yûnus (as)
20- İlyas (as)
21- Elyesa (as)
22- Zekeriyya (as)
23- Yahya (as)
24- İsa (as)
25- Muhammed (SAV)
Ahirete İman
İslamiyet’in en temel esaslarından biri de, öldükten sonra dirilmeye ve hesap verileceğine inanmaktır. Bu hesaplar sonunda cennet ya da cehenneme gidileceğinin bilinmesi şarttır. İslamiyet’te sürekli olarak dünya hayatının bir imtihan olduğu belirtilmektedir ve bu imtihanın geçilip geçilmeyeceğine göre cennet ya da cehenneme gidileceği vurgulanmaktadır. Ve buna inanmak, Müslümanların en önemli vazifelerinden biridir.
Kadere İman
Bir Müslümanın üzerine düşen görev, başına ne gelirse gelsin hepsinin Allah’tan geldiğine inanmaktır. Çünkü O’ndan başka hiç bir yaratıcı yoktur ve O izin vermediği sürece hiç bir şeyin olması mümkün değildir. Ve O bir şeyi yapmayı dilediği zaman O’nu engelleyebilecek hiçbir güç yoktur. Hayır demek, güzel, iyi , hoş anlamına gelmektedir. Şer ise, bela , kötülük demektir.
Abdest Nedir? Nasıl Alınır? Abdestin Sünnetleri ve Farzları Nelerdir?
Elbette Kuran-ı Kerim bizi şu konuda uyarmaktadır: Bizim şer sandığımız olaylarda hiç bilmediğimiz hayırlar olabilir. Ve, hayır sandığımız olaylarda ise hiç tahmin etmediğimiz şerler ortaya çıkabilir. Bunun için İslamiyet’te Müslümanlar her olayda Allah’a tevekkül etmekle emrolunmuşlardır (O’na dayanıp – güvenmekle). Ve bu da İmanın Şartları’ndan birini oluşturmaktadır.