İslam’ın kabulüne kadar geçen sürede Türkler farklı farklı kültürlere ilgi duymuştur. Türklerin anayurdu Orta Asya’dır. Tarih kitaplarında “Türklerin tarih sahnesine çıkması” diye geçen ifadede, bahsi geçen yer Orta Asya’dır. Orta Asya sınırları ise; doğuda Kingan Dağları, güneyde Hindikuş ve Karanlık Dağları, batıda Hazar Gölü, kuzeyde Sibirya’yı kapsamaktadır.
Dağlık ve yükseltilerle çevrili olduğu için denizin ılıman iklimi bu bölgeye girememiştir. Bu nedenle de karasal bir iklim hakimdir. Bu iklim şartları da Türklerin göç etmesinde en büyük etken olmuştur. Daha iyi hava koşullarında yaşama isteği farklı yerlerin arayışına girmelerine sebep olurken, göç olayı Türklerin tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Ancak her zaman da göçebe hayat yaşamamış, sadece mecburiyetler karşısında göç etmişlerdir. Bu nedenle yarı göçebe hayat yaşamışlardır diyebiliriz. Göçlerin en önemli nedeni ise kuraklıktır.
Orta Asya’da çok yüksek bir uygarlık haline gelen Türkler bu bölgeden milattan önce 16. yüzyılda göç etmeye ve farklı yerlere dağılmaya başlamıştır. Göç etmeyi kabul etmeyip anayurdunda kalan Türkler ise Göktürk, Hun ve Uygur Devletlerini kurmuşlardır. Türkler gittikleri yerlere kendi kültür ve medeniyetlerini de götürdükleri gibi oradaki halkın kültüründen de etkilenmişlerdir. Türklerin yaptığı bu göçlerin altında birçok farklı sebep yatmaktadır.
Kavimler Göçü Sebepleri ve Sonuçları
Türkler gittikleri yeni yerlerde ciddi bir sentez içerisine girmiştir. Yani gittikleri alanlarda kendilerinden izler bırakmış ve orada bulunan kişilerden de kendilerine bir şeyler kazandırmışlardır. Böylece çeşitli toplulukların birleşmesiyle farklı kültürler ortaya çıkmıştır.
Türkleri anayurtlarını bırakıp başka yerlere göç etmek zorunda bırakan sebeplerin en önemlileri şu şekildedir;
- İklim şartları ve bulunulan coğrafyanın koşulları
- Yeni yaşam alanları bulma isteği
- Bağımsızlık düşüncesi
- Meraların azalması neticesinde, hayvancılık alanında sıkıntılar yaşanması
- Nüfustaki ciddi artışlardan dolayı yaşam alanı bulma sıkıntısı
- Boylar arasında yaşanan tartışmalar neticesinde ayrılma isteği
- Dış güçlerden gelen baskılara dayanamamalarıdır.
Orta Asya’dan sürekli olarak göç etmeye başlayan Türklerin en büyük göçü Kavimler Göçü olmuştur. Türk topluluklarından Kuzey Hunları’nın yapmış olduğu bu göç, Türk toplumları arasında yaşanan en büyük göçtür. 375 yılında hem doğu hem de batı tarafına çok sayıda göç yaşanmıştır. Kavimler Göçü’nün sonuçları şunlardır;
- Türk ismi ve kültürü yayılma göstermiştir.
- Yeni devletler kurulduğu gibi, birçok Türk devleti de yıkılmıştır. Bu durum tarihimizin incelenmesinde zorluklar yaşanmasına sebep olmuştur.
- Avrupa uzun yıllar karışıklık içinde kalmıştır.
- İlk Çağ kapanıp, Orta Çağ başlamııştır.
- Çok uzak noktalara yapılan göçlerde, asıl kimlikler kaybedilmiş ve asimile sürecine girilmiştir.
- Türklerin hemen her alanda kültürlerinde değişiklik yaşanmış ancak en az değişiklik askeri alanda gerçekleşmiştir.
- Roma İmparatorluğu yaşanan gelişmeler sonucunda ikiye ayrılmıştır. 395 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 476 yılında ise Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır.
- Merkezi yönetim sistemi yayılma göstermiştir.
- Avrupa topraklarının günümüzdeki halinin temelleri bu göç sonucunda gerçekleşmiştir.
- Germen kavimleri arasında Hristiyanlık dini yayılmıştır. Kilise ve papa güçlenirken, skolastik düşüncenin egemenliği başlamıştır.
- Avrupa’nın etnik yapısı değişmiştir. Bu değişim sonrasında Fransa, İspanya ve İngiltere gibi devletlerin temelleri atılmıştır.
- Türkler Avrupa’da Avrupa Hun İmparatorluğu, Macarlar, Bulgarlar ve Avarlar gibi devletler kurmuşlardır.
- Avrupa’da Hunların etkisi ile edebiyat ve müzik gibi alanlarda gelişmeler olmuş ve sanata eğilim başlamıştır.
Türkler bulundukları yerlerde bazı kültürler oluşturmuşlardır. Bunlardan bazıları şunlardır;
- Andronova Kültürü: Bu kültüre ait kişiler, Türklerin ilk ataları olarak kabul edilirler. Savaşçı olan bu toplum çok iyi at kullanma yeteneğine sahiptirler.
- Tagar Kültürü: İsmini süs eşyaları ile duyurmayı başarmış olan bu kültürde, silahların üzerine bazı figürler işlenmiştir.
- Anav Kültürü: Aşkabat yakınlarında gelişen bu kültürün temelleri; tarım ve hayvancılık üzerinedir. Bu kültürde yerleşik hayatın sürdürüldüğü süs eşyalarından ve tuğla evlerden anlaşılmaktadır.
- Karasuk Kültürü: Demirin bulunması bu kültürde yaşayan insanlara aittir. Ayrıca tekerlek ve tekerlekli araba kullanımı da Karasuk kültürü içerisinde yaşanmıştır.
İslamiyet Öncesi İlk Türk Devletleri
İslamiyet öncesi ilk Türk devletlerinde ülke hanedanın ortak malı sayılmaktaydı. Yani kut anlayışı ve veraset sistemi geçerliydi. Batı – Doğu şeklinde boylar federasyonu ile örgütlenme olmaktaydı. Hükümdara; han, hakan, ilteber, idikut ve tanhu gibi isimler verilmekteydi. Hükümdarın sembolleri ise; sancak, otağ, taht, davul (nevbet), sorguş (katuz), tuğ ve kılıçtı.
Sonbahar aylarında şölen adı verilen ziyafetler verilirdi. Töre denilen yazısız hukuk kuralları vardı ve bu kurallara hakan dahil herkes uymak zorundaydı. Herkesin eşit kabul edildiği ilk Türk devletlerinde sınıf ayrımı yoktu. Temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktı. Gök Tanrı inancı hakimdi ve tek Tanrı’ya inanılırdı. Büyücülük yeteneği ve gizli güçleri olan şaman adında din adamları bulunuyordu. Mezarlara kurgan, cennete uçmak, cehenneme tomu ve cenaze törenlerine yuğ adı verilmekteydi.
Asya Hun Devleti (MÖ 220 – MÖ 216)
İslamiyet öncesi ilk Türk devleti ise Asya Hun Devleti’dir. Teoman öncülüğünde, Ötüken toprakları içerisinde kurulmuştur. En parlak dönemini ise Metehan döneminde yaşamıştır. Metehan döneminde ordu teşkilatı kurularak bir ilk yaşanmıştır. Onluk sistem ilk defa Metehan tarafından Asya Hun Devleti döneminde kurulmuş ve uygulanmıştır. Metehan Türk tarihinde tüm Türkleri ilk kez tek bayrak altında toplamıştır. Metehan’ın ölümünden sonra devlet ikiye ayrılmış; Güney kolu Çin hâkimiyetine girerken; Kuzey kolu Kavimler Göçü’nü başlatarak tarihe imza atmışlardır.
Avrupa Hun Devleti (370 – 469)
Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir ve kurucusu Balamir Kağan’dır. Devlet içerisindeki en ünlü hükümdar Atilla’dır. Avrupa Hun Devleti, Anadolu topraklarına Türk hareketleri gerçekleştiren ilk Türk topluluğu olması ile bilinir. 486 yılında Germenlerin saldırısıyla yıkılmıştır.
I. Göktürk Devleti (552 – 630)
Bumin Kağan tarafından kurulan devletin başkenti Ötüken’dir. Orta Asya’da kurulmuştur. Ülke doğu be batı olarak yönetilmektedir. Doğuda Bumin Kağan varken, batıda kardeşi İstemi Yabgu bulunmaktaydı. Göktürkler ilk kez Türk adıyla kurulan devlet olmaları açısından önemlidir.
II. Göktürk Devleti (682 – 745)
I.Göktürk Devleti yıkıldıktan sonra 50 yıl Çin egemenliğinde kalan Türkler tekrar ayaklanarak II. Göktürk Devleti’ni kurmuşlardır. Kurucusu Kutluk (İlteriş) Kağan’dır. Yazıyı kullanan ilk Türk devletidir.
Uygurlar (745 – 840)
Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından Ötüken’de kurulmuştur. Başkenti Karabalgasun’dur. Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk devletidir. Kağıt ve matbaayı kullanmışlar ve ilk kez matbaayla kitap basan Türk devleti olmuşlardır. Modern tarımla uğraşıp, kanallar açmışlardır. Kendilerine ait Uygur alfabesini kullanmışlardır. Kırgızların saldırıları sonucu yıkılmıştır.
Avarlar (Juan Juanlar) (560 – 805)
İlk kez İstanbul’u kuşatan Türk boyudur. Ancak bu kuşatmaların hiçbirinden sonuç alınamamıştır.
Kırgızlar (840 – 1207)
Kırgızlar Orta Asya’da hakimiyet kuran son, Moğol hakimiyetine giren ilk Türk boyudur. Dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı Kırgızlar’a aittir.
Hazarlar (630 – 968)
Hazarlar Hz. Osman zamanında İslam ordularıyla ilk kez savaşarak, İslam ordularının kuzeye ilerleyişini engelleyen devlet olmuşlardır. Yahudiler dışında Museviliği benimseyen tek topluluktur.
Bulgarlar (583 – 665)
Bulgarlar Oğuzlardan ayrılarak Balkanlara yerleşmişlerdir. Daha sonra Hazarlar tarafından yıkılan devlet Tuna ve İtil Bulgarları olarak ikiye bölünmüşlerdir. Bunlardan Tuna Bulgarları Hristiyan olurken, İtil Bulgarları Müslümanlığı seçmiştir.
Karluklar
Karluklar İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyudur. Talas Savaşı’nda Arapların yanında bulunarak savaşın kazanılmasına katkı sağlayan Karluklar aynı zamanda ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlıların kurulmasında da önemli rol oynamıştır.
Türgişler (659 – 766)
Müslümanlara karşı direnen Türgişler, İslamiyet’in Orta Asya’ya ilerlemesini büyük ölçüde engellemişlerdir. İlk kez para bastıran Türk devletidir.
Macarlar
Volga Nehri civarında yaşayan Macarlar zamanla Peçeneklerin baskılarına dayanamayıp, bugünkü Macaristan’a yerleşmişlerdir.
Peçenekler
Orta Asya’dan batıya göç etmişler ancak devlet kurmayı başaramamış bir Türk boyudur.
Oğuzlar
24 boydan meydana gelen Oğuzlar en kalabalık Türk boyudur. Devlet kurma yetenekleri oldukça gelişmiş olan Oğuzlar, Kumanlar ile yaptıkları mücadelelerle Dede Korkut Hikayeleri’ne konu olmuşlardır. Hem Orta Asya hem de Avrupa’da egemenlik kurmuşlardır.
Kumanlar (Kıpçaklar)
Ruslarla mücadele eden Kumanlar, daha sonra Karahitaylar’ın baskısı sonucu batıya doğru göç etmişlerdir.
Sibirler
Bizans ve Sasanilerle mücadele etmişlerdir. Daha sonra Avarların baskılarına dayanamayarak Doğu Avrupa’ya yerleşmişlerdir.
Akhunlar
Akhunlar Büyük Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra Afganistan’a yerleşmiştir. Göktürk ve Sasaniler tarafından yıkılmışlardır.