Lozan Antlaşması’nda çözümlenemeyen sorunları başlıklar halinde ve kısaca belirtmek gerekirse ilk sırada Türkiye Irak sınırı sorunu gelmektedir. Diğer sorunlar ise Boğazlar sorunu, Hatay sorunu, Osmanlı borçları sorunu ve Rum Patrikhanesi sorunudur.
Türkiye Irak sınırı sorunu
Bunun nedeni Musul ve Kerkük petrolleridir. Irak İngiliz himayesinde kalmıştır. Çözümün sonradan ikili görüşmelerle sağlanması kararlaştırılmıştır. Şeyh Sait Ayaklanması’nın çıkması (13 Şubat 1925) Türkiye’ye Musul’u kaybettirmiştir. İç sorunla uğraşan Türkiye, İngiltere ile imzaladığı Ankara Antlaşması ile Musul’u Irak’a bırakmıştır. Bugünkü Türkiye – Irak sınırı bu antlaşma ile çizilmiştir (1926).
Boğazlar Sorunu
Boğazların uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmesi kararı, ulusal egemenliğimizi tehdit eder nitelikteydi. Boğazlar 1936 ‘da imzaladığımız Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile tamamen Türkiye’ye ait olmuştur.
Osmanlı Borçları Sorunu
Fransızlarla aramızda sorun olan Osmanlı Borçları ile ilgili birkaç defa ikili görüşme yapılmıştır. Borçların ödenmesi 1954 yılında bitmiş ve bu sorun da kapanmıştır.
Hatay Sorunu
Lozan Antlaşması’nda Hatay’ın statüsünün Fransızlarla 20 Ekim 1921 ‘de imzalanan Ankara Antlaşması’ndaki gibi kalması kabul edildi. Buna göre Hatay’ın durumunun belgilenmesi için halkoylaması yapılacaktı. 12 Eylül 1938 de yapılan halkoylaması sonucu Hatay’da Hatay Cumhuriyeti kuruldu. Hatay Meclisi 30 Haziran 1939 ‘da Türkiye’ye katılma kararı aldı. Bu kararın uygulanması ile Suriye sınırımız son şeklini almıştır.
Rum Patrikhanesi Sorunu
Rum Patrikhanesi’nin İstanbul’dan kaldırılması mümkün olmamıştır. Günümüzde de bu patrikhanenin İstanbul’da varlığı devam etmektedir.
Lozan Antlaşması’nın Önemi
Türkiye açısından I. Dünya Savaşı’nı sona erdirmiştir. Yeni Türk Devleti’nin siyasi bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve hukuki varlığının belgesi niteliğindedir. Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren diğer antlaşmalar bir süre sonra yok olmasına karşın, Lozan Antlaşması günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.