Madencilik; genel tanımıyla yer altında veya yer üstünde bulunan kıymetli mineraller, madenler gibi oluşumların çıkarılmasıdır. İster yer altında ister de yer üstünde olsun madenin çıkarılması ile birlikte o alanda ekolojik, fiziksel, kimyasal hatta biyolojik değişikliklere neden olacaktır. Bunun anlamı da net olarak doğal yapının bozulmasıdır. Bu bozulmayı da genel olarak; madencilik sonucu ortaya çıkan çevre sorunları olarak ele almak gereklidir.
Madenin çıkarılması, taşınması sırasında doğaya verilen morfolojik tahribatın önlenmesi, madenin çıkarılıp bitirilmesinden sonra gerekli çevre düzenlemesi için bir takım yasal düzenlemeler vardır. Ancak bu düzenlemeler, doğadan eksilen özgün maddeler nedeniyle, topoğrafik yapıyı bir daha eski haline döndürmeyecektir. Maden işletmeleri sonrasında tepelerin yok olduğu, derelerin yönünün değiştiği, biyolojik çeşitliliğin azaltıldığı, bölgeye özgü kuşlar veya yaban hayvanlarının yok olduğu görülmektedir.
Madenciliğin çevresel etkileri
Madenciliğin çevresel etkilerini elbette ki sadece yer yüzü şekillerinde oluşan değişiklikler olarak sınırlamak mümkün değildir. Madenin çıkarılması için kullanılan maddelerin çeşidine göre değişen atıklar medeniyle oluşan yer altı ve yer üstü sularının kirliliği, havada oluşan kirlenme, kirliliği doğal çevrenin yanında bölge insanının da yaşamını tehdit edici boyutlara ulaşabilmektedir. Ağır metallerin bu konudaki sicili çok kötüdür.
Madencilik sonucu ortaya çıkan çevre sorunları sadece çevresel hasarlardan ibaret değildir. Bitki örtüsü yok olmaktadır. Maden döküntüleri (atıklar) suları kirletmektedir. Doğal yaban hayatın sonlandırılması, derelerin ve akarsuların kaybolması, habitatların tahribatı ve bozulması, çiftçilik alanlarında verimli otlak ve ekin alanlarının yok edilmesi söz konusudur. Yine yerleşim yerlerine yakın olan yerlerdeki madencilik gürültü kirliliği, toz kirliliği ve görsel kirlilik oluşturmaktadır.