Ön Yargılı ve Öngörülü Olmak – Bu zamana kadar, sıklıkla birbirine karıştırılan ve bu nedenle yanlış kullanılma ihtimali çok yüksek olan iki deyiş var: Ön yargı ve öngörü…
Ön Yargılı ve Öngörülü Olmak Arasındaki Temel Farklar
Kimileri yanlış bir sözlük bilgisiyle ön yargılı olmayı maharet sayarken kimileri daha da yanlış bir bilgi birikimiyle ön görülü olmayı hatalı davranış kabul ediyor. Bu yazıda ön yargılı insanlarla ön görülü olanların temek farkları ele alınacak. Hem yanlış kullanımın önüne geçmek hem de doğru tanımlarla olayları tahlil etmek için…
Peşin Hükümlülük Üstüne
Bilindiği üzere ön yargılı olmak; peşin hüküm vermek, herhangi bir kanıta ya da olguya dayanmadan sırf öyle istiyor diye buna inanmak anlamına geliyor. Bu açıdan ele alındığında birçok haksızlık ve kayırma vakaları da bu peşin yargıların bir uzantısı olarak hayatımızda yer ediyor. Öngörülü olan bir kişi ise daha önceki olgu ve olaylara dayanarak saptama yapan ve bu yönde karar veren bir kişidir.
Yapıcılık-Yıkıcılık Üstüne
Ön yargılı hareketlerin genel tutumu yapıcı olmaktan ziyade yıkıcıdır. ”Ben bu filmi gördüm.” repliğiyle karşı tarafı dinlememek, aklın ezbere çalışan alışkanlığından başka bir şey değildir. Öngörülü olan bireyler ise durumları analiz ve tahlil ederek analitik çözümler sunar. Daha iyisinin olabileceğini düşünerek daha kötü olanı eleştirmek, öngörülü bir bakış açısının ürünüdür.
Bilgelik ve Bilgiçlik Üstüne
Ön yargı; bilgiçlik, moda tabirle ukalalık üstüne temellenir. Örneğin herhangi bir kişiye bir kitap tavsiye edilir. O kişi ”Ben bu kitabı okumam ya da seveceğimi düşünmüyorum.” gibi bir cevap verirse bu ön yargıya örnektir. Gelen cevap ”Bu kitabı hiç bilmiyorum, okumayı deneyeceğim.” diyorsa öngörüye örnek gösterilebilir. Bu açıdan ele alındığında bilgelik merak eden, araştıran bir şahsiyetin genel tutumuyken, bilgiçlik her şeyi bildiğini sanan ve bu nedenle yeni şeylere kapalı olan bir insan portresi çizmektedir.
Ön Yargılı Olmak Bir Hastalıktır
İleri boyutlara varan ön yargı kaygı bozukluklarını ve paranoyayı tetiklemektedir. Bu alanda yapılan çeşitli araştırmalar ve incelemeler akut seviyeye varan ön yargının stres ile birleşip depresyona yol açtığını da gözler önüne sermiştir.
Sözün kısası; ön yargılardan arınıp daha temkinli ve öngörülü bireyler olduğumuz takdirde toplum düzeni de yeniden inşa edilecektir. Tüm sosyolojik taban, tüm toplum örüntüsü bireylerden başlamaktadır. Bireylerin her zaman yeni ve karşı tarafı da önemseyen insani yaklaşımları kişiler arası hukukun da daha aydınlık olmasını sağlayacaktır.