Şiir, duygu ve düşüncelerin estetik bir şekilde yoğun, ritmik ve özgün anlatımıdır. Derin anlam (mana), imgelem ve söylemin ustalıkla bir araya gelip, biçim ve içerik bütünlüğüyle en kısa anlatımla en uzun içeriğin sunulması da denilebilir. Sanıldığının tersine yazılması en zor edebi türü şiirdir. Dünyaca ünlü bir çok yazar ilk zamanlarında şiir yazmış ancak başarılı olamayıp, hikaye veya romana yönelmiştir. Edebiyat araştırmacılarının ortak kanısı olarak edebiyat şiirle birlikte başlamıştır.
Gerçek şiirin göstergesi, kalıcı olmasıdır. Kısa dönemde popüler olan şiirleri hariç tutacak olursak, okuyucunun belleğinde silinmez iz bırakan şiirler, iyi şiir nitelemesini hak etmektedir.
Şiirin kökeni, sözlü anlatım imkanlarının başladığı dönemine kadar uzanır. Günümüz modern şiirinin ulaştığı yeri “Gılgamış, Yaradılış ve Tufan” destanları ile edebiyatın temellerini atan Sümerler’e borçluyuz demek mümkündür. Şiirin evrim sürecinde halk şarkıları, Vedalar, Gatalar, İlyada ve Odysseia gibi destanlar önemli yere sahiptir. Şiirin ne olduğuyla ilgili antik dönemde yapılan çalışmalar, Aristoteles’in Poetikasında olduğu gibi konuşmanın, retorik, drama, şarkı ve komedide kullanımına odaklanmıştır. Sonraki çalışmalarda, yineleme, dize (mısra) biçimi ve uyak (kafiye) gibi özelliklere yoğunlaşmış ve şiirin bilgilendirici, düz yazı formları ile olan farklılığına, daha açık ifadeyle şiirin estetik konusuna vurgu yapılmıştır.
Şiir, günümüze kadar tarihi ve toplumsal gelişmelerden etkilenmiştir. İçerik ve biçim olarak farklılıklar sunan şiir akımları birbirini izlemiş ve günümüz modern şiirine gelmiştir. Şiirin tarihsel yolculuğunda, uyaklı şiirden serbest şiire, kısa şiirden düz yazı şiirine uzanan bir biçimsel farklılıklar mevcuttur. Türk şiiri bağlamında örnek verecek olursak halk şiiri ve divan şiiri bir dönemin şiirdeki iki kutbu iken, halk şiiri geleneği sürmektedir. Karacoğlan, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre ve Aşık Veysel gibi ozanların şiirleri halen büyük ilgi görmektedir.
Şiirde içerik kadar biçim de önemlidir. Yunus Emre, Mevlana, Dante, Mickiewicz ve Goethe şiirini sevenler için uyak ve ölçü belirleyici olabilir.
Ünlü şairlere göre şiir nedir?
- Yahya Kemal Beyatlı: Şiir, bildiğimiz musikiden farklı bir musikidir.
- Ahmet Haşim: Şiir, söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisandır.
- Cahit Sıtkı Tarancı: Şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır.
- Cemal Süreya: Hayatın güncelliğidir, hayatın gazetesidir şiir.
- Nazım Hikmet: Kafiyeli, vezinli şiir yazılmaz diyenler de, kafiyesiz, vezinsiz şiir yazılmaz diyenler kadar dar kafalıdır. Şiir öyle de yazılır, böyle de. Edebiyat dili, hele şiir dili hayallerle, teşbihlerle falanla ortaya çıkar, ancak böyle bir dil şiir dilidir demek ne kadar yanlışsa, tersini kabul etmek de o kadar yanlıştır.
Şiir türleri
- Didaktik şiir: Öğretici şiirdir. Fabl türündeki eserler de örnek olarak gösterilebilir.
ÖRNEK:
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rutbe – i aklı eserinde
- Pastoral şiir: Doğa güzelliklerini anlatır. İdil( Şairin doğa karşısında duygulanmasını anlatması) ve Eglog (Şairin duygularını bir çobanla konuşuyormuş gibi anlatması) olmak üzere iki türü vardır.
ÖRNEK:
Hülyana karışmasın ne şehir ne de çarşı
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an
Madem ki kara bahtın adını koydu çoban
- Dramatik şiir: Acıklı ya da korkunç bir olayı konu alan bir şiir türüdür.
Philokleon:
Dostlar çoktan duydum sesinizi
Ama çıkıp gelemem ardınızdan
Bırakmıyorlar beni mahkemeye
Gidip yargı vermeye
Canlara kıymaya bırakmıyorlar
- Lirik şiir: Coşkulu, esin dolu şiirlerdir. Lirik şiir en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür.
ÖRNEK:
Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur
Anmasınlar adını candan anan dudaklar
Annen bile okşasa benim bağrım taş olur
- Epik şiir: Kahramanlık, vatan sevgisi gibi konuları coşkuyla işleyen şiirdir. Örnek: Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Üç Şehitler Destan adlı şiiri.
ÖRNEK:
Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı
Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle
- Mesnevi şiir: Özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir.
Aşkın şerarı ateşi ta bağrıma düştü,
Ahım işiden yandı deyu başıma üştü,
İmdadıma eşkim ile dide yetişti,
Hepsi kalıp acz dediler: ‘eyvah’,
Yansın ko dedim, sönmeye söndürmeye Allah.Mevlana Celaleddin Rumi
- Senfonik şiir: Müzikte bir konu, olay ya da şiirsel içerikli metinden kaynaklanan ve bu temel üzerine yazılmış orkestral bir formudur.
ÖRNEK: Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan güneş doğacak
Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden
Seni düşüneceğim
- Satirik şiir: Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir.
ÖRNEK:
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
- Somut şiir: Her türlü tipografik gösterenin sayfa boşluğu üzerinde hiçbir biçimsel kural olmadan düzenlenmesiyle oluşan şiir türüdür.
ÖRNEK: Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Atlılar atlılar kızıl atlılar
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgaâr kanat…
Atları rüzgâr…
Atları…
- Deneysel şiir: Şairin daha önceki tarzından çok farklı kelime deneyleri üzerine kurduğu şiirdir.
Örnek:
Divâne Derkenar
Kimin elinde kaside
kimin elinde gazel
kimi çağırır zülüf
kande yok gönül
kanı hani fincan.Kimin yanında yari
kimin yamnda ağyâr
kime yanar bağrı
ağlar bir kuş kolkanad
sahrâ da leylâ kırılır
mecnun gider andan.Kimin dilinde baki
kimin dilinde nedim
mercan yaş nale
gözleri inci yare
saplanmış ok neye düşer
kuşlar benzer ceylâne.Kimin yolunda servi
kimin yolunda revan
kim bu hicranda dâim
kimin şu âteş ahlar
cânı o divân
- Modern şiir: İçerik ve biçimde geleneksel şiirin dışında serbest özelliklere sahip günümüz şiirdir.
ÖRNEK: Alaturka
Çık benim şair tabiatım, çık orta yere
Fakir güzelinden söyle
Hasret ateşinden çal
Çal, söyle benim derdimi sevdalı sesinle.
Hep bilinen şarkılar gibi olsun
Hani, dil-i biçareden
Sun da içsin yar elinden
Yani bilinen şarkılardan olsun.
Yeni sözler arama nafile
Derdim yeni olsa anlarım
Gel, hazırından söyle bu akşam
Üzme yetişir, üzme firakınla harabım.
Sonunda ah çekeriz derinden
Kim anlayacak sahiden olduğunu
Sen söyle yalnız
Zülfündedir baht-ı siyahım bestesini
Dede’den.
Melih Cevdet Anday