Sorumluluk Duygusu dendiği zaman özellikle gençler ve çocuklar üzerinde gözle görülmeyen bir baskı hissedilir. Bu kelime nedense birçok kişiyi korkutan bir güce sahiptir. Genellikle mecbur olma, gönülsüz ve sıkılarak yerine getirilen görevler sanki sorumluluklarımız içerisindeymiş gibi düşünülür. Halbuki günlük hayatımızda çok basit ve sıradan işler de bizim sorumluluklarımız arasında sayılabilir. Örneğin; bir annenin çocuklarına bakması, bir öğrencinin ders çalışması, bir babanın evini geçindirmek zorunda olması vs…
Bir insan dünyaya geldiği andan yaşamının sonuna kadar devam eden bir dizi görev ve zorunluluklara sahiptir. Kişinin öncelikle kendi hayatına karşı, sonra da yaşadığı çevreye karşı üstlenmek zorunda olduğu sorumlulukları vardır. Sorumluluk duygusuna sahip bir insan yaptıklarının sonucunu, ona verilen görevlerin önemini bilir ve herkes tarafından takdir edilir. Kısaca başkalarının haklarına saygı gösteren, kendi davranışlarının sonucunu kabullenen insan sorumluluk sahibi insan demektir.
Özgüven Geliştirmek İçin İpuçları
Sorumluluk duygusu ile özgüven gelişimi arasında büyük bir ilişki vardır. Çünkü sorumluluk duygusu gelişmiş bir çocuğun kendine güveni de gelişecektir. Kendi ihtiyaçlarını tek başına yapabilen, anne ve babasına bağımlı olmayan; davranışlarının sonucunu gördükçe ve başardıkça kendine güveni artan bir çocuğun sorumluluk duygusu fazlasıyla gelişmiş demektir. Kazanılan her başarı çocuğun bireyselleşmesinde, bağımsız ve toplum içerisinde kendine yetebilen, kendini ifade edebilen bir birey olmasında atılmış bir adımdır.
Sorumluluk Duygusu Nedir?
Dünyaya gelen her insan sorumluluk sahibi olmakla yükümlüdür. Sorumluluk, bir bireyin uyum sağlaması, üzerine düşen her görevi yerine getirmesi, kendine ait olan tüm olayların bir başkası üzerindeki etkisinin sonuçlarını üstlenmesi, başka bireylerin tüm haklarına saygı göstermesi, kendi yaptığı hataların ve doğruların sonuçlarına sahip çıkması, olarak tanımlanır.
Sorumluluk sahibi olan bir bireyi ise şöyle tanımlamak doğru olur; kendi kararlarını kendi alabilen, bağımsız davranabilen, değer yargıları olan, karar alırken mantıklı düşünüp elinde olan tüm kaynakları kullanabilen, kendine her konuda güvenli, başka bireylerin haklarını göz ardı etmeden kendi ihtiyaçlarını karşılayan kişidir.
Başladığı bir işin olumlu veya olumsuz ortaya çıkabilecek tüm sonuçlarını sırtlayabilen bir kişiye sorumluluk sahibi kişi denilebilir.
Sorumluluk küçük yaşlarda başlar ve duygusal, sosyal, zihinsel ve bedensel açıdan oldukça önemlidir. Sorumluluk duygusu hayatta başarılı ve mutlu olmayı etkileyen en önemli kişilik özelliklerindendir.
Bu konuda en kaygılı olan kesim anne ve babalardır.
Çünkü sorumluluk sahibi olma duygusu daha çocukken kazandırılmalı gerçeğini herkes kabul etmiştir. Elbette daha sonraki yaşlarda da bu duygu oluşabilir ve insanlar alışkanlıklarını değiştirebilirler. Fakat beli bi yaşa gelene kadar sorumlulukları bilmeden yaşayan bir insan farkında olmadan hayatındaki birçok şeyi kaçırabilir veya etrafındaki birçok insanı sırf bu nedenle kaybedebilir.
Peki, aileler çocuklarına sorumluluklarını nasıl öğretebilirler? Uzmanlar bu duygunun bir görev veya ders gibi öğretilmesinden ziyade yaşayarak kazanılmasını önermektedir. Örneğin; bir çocuğa her gün dişlerini fırçalamalısın demek yerine, her akşam yatmadan banyoya birlikte gidip, bir oyun gibi dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Bir süre sonra sizinle geçirdiği bu eğlenceli dakikalar, onun zihninde farkında olmadan sorumlulukları arasına yazılacaktır. Elbette bu sadece basit bir örnek, yazımızın devamında sorumluluk duygusunun neden gerekli olduğu ve nasıl kazanıldığı hakkında çok daha fazla bilgiye rastalayacaksınız.
Sorumluluk Duygusu Nasıl Kazandırılır?
Bir bireye sorumluluk duygusu çocuk yaşlarda kazandırılır, ergen olduklarında ve yetişkinlik dönemlerinde de devam eder. Bunun için anne babaların çocuklarda gelişim dönemleri hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Sorumluluk duygusu doğuştan gelmez ancak doğumdan başlayıp tüm hayat boyunca süren, öğrenilmesi ve kazanılması zorunlu olan bir davranış şeklidir.
Anne-babalar bir çocuğun sorumluluğunun sadece ders çalışmak, ödev yapmak, okula gitmek gibi eylemlerde sınırlandırmamalıdır. İmkanlar el verdikçe çocuğa evde, dışarıda herhangi bir yerde bir görev verilmelidir. Çocuk bir işi kendi kendine yapabileceğini düşünüp o iş için çaba sarf etsin.
Böylece sorumluluk duygusunu yavaş yavaş kazanmaya başlayıp kendine güvenen, özverili, sosyal ortamlarda kendini rahat ifade edebilen ve hayatı boyunca da tüm sorumlulukları üstlenecek bir birey olacaktır.
Kişisel Gelişim Merkezi’nden (KİGEM) elde ettiğimiz bilgiye göre; çocuklara sorumluluk becerisini kazandırırken öncelikle hangi yaşta neler yapabildiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun cevabını ise çocuğunuzun el becerilerine, zevklerine ve yeteneklerine hakim olmalısınız. O yaşlardaki çocuklar neler yapabilir bunları öğrenmelisiniz. Bu bilgiyi isterseniz çocuk gelişim kitaplarından veya internette ilgili yazılardan bulabilirsiniz.
Bu gözlemlerini yaptıktan sonra yavaş yavaş çocuğunuza sorumluluk duygusunu kazandırmaya başlayabilirsiniz.
Mesela 4-5 yaşına gelmiş bir çocuk dökerek de olsa artık kendi yemeğini yiyebilecek seviyededir.
Ona yemek yemeyi öğrettikten sonra ve tek başına yiyebildiğini gördüğünüz halde siz yedirmeye kalkarsanız bu kez olumsuz bir durumun doğmasına sebep olabilirsiniz.
Çünkü yemeğini yiyebilen, üstünü giyinebilen, ayakkabılarını bağlayabilen bir çocuğa müdahele etmeniz ona kendini kötü hissettirecektir. Çoğunuza verdiğiniz “sen yapamıyorsun veya yanlış yapıyorsun” mesajı, onun sorumluluklarından kaçınmasına neden olurken aynı zamanda kendini yetersiz hissetmesine sebep olabilir. O nedenle bu konuda özellikle çok hassas davranmanızı öneririz.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sorumluluk sahibi olma duygusunun hemen olmayacağından bahsedelim. Sorumluluk kazanmak kısa sürede veya hemen olacak bir durum değildir. Oldukça sabır ve uzun bir yol gerektirir. Aslında çok basit yöntemlerle görevin üstesinden gelebilirsiniz. İşte sorumluluk becerisi kazandırılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar;
- Çocukların kişisel gelişim dönemlerini göz önünde bulundurarak bu dönemlere uygun görevler verilmeli. Çünkü yapamayacağı bir görev vermek çocukları mutsuz eder ve her zaman yapamayacağını düşünür.
- Sorumluluk duygusu kazandırmaya çalışırken kesinlikle zorlama yoluna başvurulmamalıdır.
- Çocuğa verilen bir görev yapamadığı zaman anne-baba tarafından üstlenilmemeli. Başarısız olursa da çocuğa kızılmamalıdır.
- Sorumluluk duygusu gelişen kişilerin en önemli özelliklerinin başında sevme yeteneği olduğu görülmektedir. Bu yetenek ailede başlar. Aile ortamında sevgi ve saygı bulunan çocuklarda sorumluluk duygusunun gelişmesi oldukça önemlidir.
- Sorumluluk duygusunu kazandırırken disiplin ve özgürlük arasındaki denge iyi kurulmalıdır.
- Sorumluluk duygusu vermeden önce bireyin kendine güven duyması sağlanmalıdır.
- Çocuklar bazı görevleri yerine getirirken hatalar yapabilir. Bu hatalara karşı sabırlı olmalı çocuğa kızılmamalıdır. Yaptığı hataları düzeltmesi için güzel bir dille konuşulmalıdır.
- Çocuğun yaşına, ilgi alanına, bulundukları ortama göre neyi yapmak istediği dikkate alınarak seçme hakkı tanınmalıdır.
- Bir görevi yaptıktan sonra sana şunu alacağım gibi vaatler verilmemelidir.
- Aradaki yanlış anlaşılmaların kalkması için çocuğa verilecek görev açıkça anlatılmalıdır.
Sorumluluk Duygusu Niçin Gereklidir?
Sorumluluk duygusu ile özgüven arasında güçlü bir bağ vardır. Bir birey sorumluluk duygusu kazandıkça kendine güveni artar. Daha fazla görevi yerine getirmek ister. Bir bireyin kazandığı her beceri bir sonrası için ona cesaret verir. Kendi kendine karar almakta zorlanmaz.
Kendisine ait bir görevi başarıyla yerine getirebilir. Örneğin; bir çocuk kaşık tutmaya başladığı anda kendi kendine yemek yeme alışkanlığı kazanmalıdır. Yoksa ilerleyen zamanlarda ayakları üzerinde duran bir birey olması gittikçe zorlaşır. Çünkü kendine güveni olmaz. Yapacağı bir şey başarılı sonuçlanacak olsa bile onu yapamayacağını düşünür ve sorumluluk kazanması zorlaşır.