Telefonun İcadı
Telefon denince aklımıza kesinlikle cep telefonu geliyor. Oysa ki tüm teknolojik ürünlerde olduğu gibi cep telefonuna da ilham olan bir dizi gelişim süreci var. Halen kullanılmakta olan kablolu telefonlardan, cep telefonlarına kadar, telefonun icadı ve gelişimi üzerine kısa bir yazı hazırladık.
Amerikan vatandaşlığına daha sonra geçen Alexsander Graham Bell, işitme engelli bir genç kıza aşıktı. İşte telefonun icat edilmesi proje fikri böylece hayat bulmaya başladı. Boston Üniversitesi’nde ses fizyolojisi profesörü olarak çalışan Graham Bell, sevdiği insan ve onun durumundaki insanlara yardımcı olabileceğine inanıyordu. Sesleri mekanik olarak yeniden üretme fikri üzerine yoğunlaşmaya başladı.
Graham Bell, ses dalgalarının, elektrik akımına dönüştürülmesi halinde elektrik akımının da bir devrenin öteki ucunda yeniden sese dönüşebileceğini düşünüyordu. Sesi taşımak üzere tasarladığı bir araçla deney yaptığı bir gün, pilin asidi pantolonuna dökülür… Asistanı Thomas Watson’dan, Watson’ın binada başka bir yerde olduğunu bilmeden yardım ister, sene 1876…
Laboratuvar notlarından: Ağızlıktan şöyle demiştim: ‘Bay Watson, buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.’ Şaşılacak bir şey, ama geldi ve söylediklerimi duyup anladığını söyledi. O’ndan sözlerimi tekrar etmesini istedim. Harfi harfine tekrar etti. Bu kez yer değiştirdik. Watson, kitaptan ağızlığa birkaç bölüm okurken, ben de alıcıdan dinledim. Çıkan seslerin alıcıdan geldiğine hiç kuşku yoktu. Duyulan ses yüksek, ama anlaşılmaz ve boğuktu. Ne söylendiğini çıkaramadım, ama rastgele bazı sözcükler çok açıktı; en sonunda da çok açık ve anlaşılır biçimde “Bay Bell, söylediklerimi anladınız mı” cümlesi duyuldu.
Bell, bir yıl sonra telefonun patentini aldı. Birkaç ay sonra Bağımsızlık Bildirgesi’nin yayımlanışının 100. yıl kutlamalarının en coşkulu günleriydi. Konuk Brezilya İmparatoru 2.Pedro, “Bu konuşuyor” diye haykırarak onu bütün dünyaya duyurdu.
Telefon bulunduğunda, bir Amerikalı belediye başkanı “Bir gün bu cihazdan her kentte bir tane olacak” dediğinde cesurca bir öngörü sayıldı. İngiltere’de de Postane Başmühendisi Sir William Preece, bir halk meclisi toplantısında, “Amerikalılar telefona ihtiyaç duyabilirler ama bize gerek yok. Bizim elimizde bir yığın haberci çocuk var” dedi.
Arthur C. Clarke, 20. yüzyılın sonlarına doğru; dünyada her köye değil, her eve bir telefon düşüncesini belirtirken kimse ona inanmamıştı…
Thomas Edison, telefonu geliştirdi, gramofonun habercisi olan fonografı buldu. Joe Nickell, bu şeyin kolay kabul görmediğini şöyle anlatır: “1878’de, Fransız Bilimler Akademisi’nin üyeleri Du Moncel’in, Thomas Edison’un son buluşu ile ilgili olarak gerçekleştireceği bir gösteriye tanıklık etmek için toplanmışlardı. Toplantıya ünlü fizikçi Jean Bouilland da katılmıştı. Küçük, ilkel fonograf konuşmaya başladığı sırada (Du Moncel’in biraz önce söylediği sözleri yanlışsız yinelerken) 82 yaşındaki Bouilland, fizikçinin üzerine atılıp boğazına sarıldı.
İlkel telefondan icadının üzerinde 100 yılı aşan bir süre geçti. Bu sürede, devrim denilebilecek sayısız teknolojik gelişme yaşandı. Her zaman daha hızlı, daha kullanışlı ve daha konforlu araç geliştirme arayışındaki insanlığın, bu düşleri gerçeğe dönüştüren bilim insanlarına borçlu olduğunu belirterek yazımızı sonlandıralım.
www.aykutsaritas.com