Türk edebiyatının tartışmasız en iyi şair ve yazarlarından biri olan Ziya Osman Saba, adını Yedi Meşaleciler grubu ile duyurmuştur. Şiirlerinin büyük çoğunluğunda İstanbul’a yer veren şair, edebiyata bakış açısını da bu çerçeve üzerine yoğunlaştırmıştır. İlk şiirlerini Servet-i Fünun dergisinde yayımladıktan sonra bireyselliğin ağır bastığı eserler ortaya koymuştur. Eserlerinin büyük çoğunluğunda kendini ve kendi sevdası olan İstanbul’u ele almıştır. İstanbul halkının şair için özel bir yeri vardır.
Genç yaşta şiir yazmaya başlasa da kısa sürede edebiyat dünyası tarafından tanınmıştır. Başarılı üslubu ve şiire olan düşkünlüğü pek çok hayranı olmasını sağlamıştır. Bilhassa Cahit Sıtkı Tarancı ile olan dostluğu, Ziya Osman Saba’nın en büyük şansı olmuştur.
[renkbox baslik=”Turgut Uyar Kimdir? Hayatı ve Eserleri” link=”https://bilgihanem.com/turgut-uyar-kimdir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/05/turgut-uyar-kimdir-hayati-ve-eserleri.jpg” renk=”siyah” yenisekme=”evet”][/renkbox]Çünkü şair tüm edebiyat camiasını bildiği için Ziya Osman Saba’yı hemen herkesle tanıştırmıştır. Yedi Meşaleciler grubuna dahil olduktan sonra şiir çizelgesi biraz daha değişen şair, hece ölçüsünün yanında serbest nazma yönelmiştir.
Ziya Osman Saba Kimdir?
Edebiyat dünyasına 17 yaşında adım atan, kısa sürede adından sıkça söz ettiren Ziya Osman Saba, hemen herkes tarafından sevilen bir şairdir. Şairliğinin yanı sıra düz yazı alanında da başarılı olan yazar ayrıca araştırma ve incelemeleriyle de takdir toplamıştır. Sakin, ılımlı ve sevecen bir karakteri olan Ziya Osman Saba, bu karakterini olduğu gibi eserlerine de yansıtmıştır.
Şiirlerini okurken kolaylıkla anlamak mümkündür. Üstelik kendine dair izlere rastlanılan eserlerinde şairin üslubu da oldukça kuvvetlidir. Ziya Osman Saba, şiir hayatına hece ölçüsü ile başlayan şairlerden olmuştur. Halkın anlayabileceği, sade, yalın ve bir o kadar da akıcı olan tarzı bugün hala adının güzel bir şekilde hatırlanmasının temel nedenleri arasındadır.
Ziya Osman Saba’nın Hayatı
İstanbul’da doğan Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910 tarihinde dünyaya gelmiştir. Annesinin ailesi ile beraber yaşayan şair, küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Sonraki hayatında bu hüznü hemen her adımında görmek mümkündür. Kırılgan ve içine yönelik bir kişiliğe sahip olmasının temel nedeni annesine ihtiyaç duyduğu dönemde yanında olmamasıdır. Bunu şiirlerinde fark etmemekse imkansızdır.
Beşiktaş’ta ilk ve orta öğrenimini tamamlayan Ziya Osman, liseyi Galatasaray Lisesinde tamamlamıştır. Bu yıllarda Cahit Sıtkı Tarancı ile tanışan şair, hayatında farklı bir pencere açıldığını fark edecektir. 1931 yılında liseden mezun olan şair, bir süre akrabalarıyla beraber Paris’te bulunur.
Paris’te kuzeni Nermin’e âşık olan şair, tüm engellemelere rağmen onunla evlenir. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanmıştır. Okurken Cumhuriyet gazetesinde yazıları yayımlanmaya başlar. 1936 yılında hukuk fakültesinden mezun olur, askerlik görevini tamamlar.
Eşi Nermin Hanım’ın uzun süre Bakırköy’de tedavi görmesi ve bir türlü iyileşememesi üzerine boşanma kararı alan Ziya Osman Saba, 1941 yılında boşanır. Sonrasında babasının kaybı ve savaş nedeniyle askerliğe çağrılması, hayatının en zor dönemlerini geçirmesine neden olur. Döndüğünde bankada çalışan şair, bu süre içinde Rezzan Hanım’a âşık olur. Bir süre sonraysa Ankara’ya tayini çıkar. Bu sürede Rezzan Hanım’ı İstanbul’da bırakmak şairi çok zorlar. Bu nedenle işinden ayrılarak yeniden İstanbul’a döner. Milli Eğitim Bürosu şefliğine başlar. Kısa süre sonra evlenir, ancak şair sağlık sorunları nedeniyle hayatının bu dönemini oldukça zorlu geçirir ve vefat eder.
Ziya Osman Saba’nın Eserleri
Yazdığı dönemlerde pek çok eser ortaya koyan Ziya Osman Saba, pek çok şiirini dergilerde gazetelerde yayımlamıştır. Ne yazık ki yayımlanan tüm eserleri bir araya getirilmediği için şairin pek çok eseri ortada bulunmamaktadır. Şiir ve öyküleri dışında bilinen tek eseri Cahit Sıtkı Tarancı ile birlikte kaleme aldıkları Ziya’ya Mektuplar isimli eseridir.
Ziya Osman Saba’nın Şiirleri
Yedi Meşale grubuna dâhil olduktan sonra 1928 yılında Yedi Meşale ortak yayınında eserlerine yer veren şair daha sonra 1943 yılında Sebil ve Güvercinler isimli eserini yayımlamıştır. Şairin en çok bilinen bu eseri aynı zamanda çok da sevilir.
1947 yılında Geçen Zaman isimli eserini yayımlayan şair daha sonra 1957 yılında Nefes Almak isimli eseri ortaya koyar. Bunların arkasından Bir Yer Düşünüyorum, Çocukluğum, İstanbul, Deniz Kıyısında Kulübe isimli şiirlerini çıkarmıştır.
Ziya Osman Saba’nın Öyküleri
1952 yılında Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi isimli öyküsünü yayımlayan Ziya Osman Saba, bu öykü ile adından uzun süre söz ettirmiştir. Üstelik yalnızca yaşadığı dönemde değil ölümünün ardından da ismi bu eserle aynı anda telaffuz edilmiştir. Yazarın 1957 yılında yayımladığı Değişen İstanbul isimli öykü kitabı da büyük beğeni toplamıştır.
Ziya Osman Saba’nın Çalıştığı Dergiler
Olgunluk dönemi şiirlerini Servet-i Fünun dergisinde yayımlayan Ziya Osman Saba, ilk adımlarını Cumhuriyet gazetesinde atmıştır. Sonrasında birçok profesyonel şiiri ile Servet-i Fünun dergisinde yer almıştır.
[renkbox baslik=”Yaşar Nabi Nayır Kimdir? Hayatı ve Eserleri” link=”https://bilgihanem.com/yasar-nabi-nayir-kimdir/” resim=”https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/03/yasar-nabi-nayir-kimdir-hayati-ve-eserleri.jpg” renk=”mor” yenisekme=”gri”][/renkbox]Daha sonra Yedi Meşaleciler grubuna dâhil olmuş ve bu dergide de pek çok eserinin yayımlanmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Milliyet gazetesinde de öykü ve şiirlerine rastlamak mümkündür. Varlık, Yücel ve Ataç dergileri de şairin çalıştığı diğer dergilerdir.